Giray Saynur Bozkurt *
1904-1905 Rus-Japon Savaşı ve bunun sonucunda Rusya’nın mağlubiyeti, Rusya İmparatorluğu’ndaki değişikliklerin de temel taşını oluşturmuş, artık Çarlık rejimi çok büyük bir darbe almıştı. İmparatorluğun sömürge halkları ve tabii ki Rusya Müslümanları arasında, Asya milletinin, yenilmez kabul edilen bir Avrupa Devleti’ni yenebileceğinin isbatı olarak yorumlanan bu mağlubiyet, siyasi hareketlerin de başlangıcı olmuştu.
Bu dönemdeki İmparatorluğun sosyal ve ekonomik problemleri, inkılâpçı hareketler, grevler, liberal birliklerin kurulması, haysiyet kırıcı askeri mağlubiyet ve mutlakiyetçi rejimin reaksiyonu ile çok kritik bir noktaya gelen genel durum, 22 Ocak 1905’te vuku bulan “Kanlı Pazar” katliamıyla bütün imparatorluğu sarsarak patlamıştı. Bütün Rusya’da İnkılâpçı kargaşalar ve anarşi görülmemiş boyutlara ulaşmış, nihayet Çar Nikola II emperyal manifestosunu ilan etmiş ve bunu Ekim manifestosu takip etmiş, ancak kargaşa ortamı yatışmamıştı.
Rusya İmparatorluğu’ndaki Türk-Müslümanların siyasi bir platform üzerinde birliğinin temini için ciddi adımlar ilk defa bu dönemde ortaya atılmış ve bir ölçüye kadar bu birlik gerçekleştirilebilmişti. İmparatorluktaki bütün Türk halklara şamil bir siyasi hareket ortaya çıkmıştı.
Bu ortam Kırım�da Kırım Tatarları arasında inkılapçı hareketlere katılımı arttırmış ve halk arasında teşkilatlanma giderek güçlenmiş, �1905 inkılapçıları� veya �Genç Tatarlar-Yaş Tatarlar� adı verilen siyasi gruplaşma bu dönemde ortaya çıkmıştı. Bu hareketin önde gelenleri arasında Abdürreşid Mehdiyev, Hasan Sabri Ayvazov, Ali Bodaninski, Şamil Toktargazi, Hüseyin Baliç, Mustafa Kurti, Appaz Şirinskiy, Süleyman İdris, Cafer Odaman, Seyid Celil Hattat, Abdurrahman Kırgızlı ve Veli İbrahim�i sayabiliriz.
Genç Tatarlar Hareketi, hem Kırım Tatarlarının hem de tüm Rusya�nın içinde bulunduğu felaketin sebebi olarak mutlakiyetçi Çarlık rejimini görmüş, bu rejimin yıkılması için de Rus inkılâpçıları ile işbirliği yapmışlardı.
1905 İnkılâbı’nın getirdiği hürriyet havası, İsmail Bey Gaspıralı’ya fikir ve ideallerini çok daha açık ifade edebileceği ve bu amaç uğruna daha serbest çalışabileceği bir ortamı temin etmişti. Gaspıralı, Tercüman (1883-1918) sütunlarında davasını daha açık daha ciddi surette ortaya koymanın yanı sıra, hem bütün Rusya, hem de bütün Kırım ölçeğinde Türk/Müslüman halkları bir araya getiren toplantı ve teşkilatlarda da şevkle öncü rolünü oynamıştı. O, Türk birliğini meselesinde her şeyden önce kültür birliğinin sağlanması gereğine inanmış ve bu düşüncelerini, �Dilde, Fikirde, İşde Birlik� ibaresiyle vecize etmişti.
O yıllarda Gaspıralı�nın gözünde Kırım Tatarları, Kazan Tatarları, Türkistanlılar, Kafkasyalılar ve diğerleri bir arada tek bir milleti yani Türk milletini teşkil etmekteydi. Bu fikirler çerçevesinde Gaspıralı, Tercüman gazetesinde büyük bir şevkle bir müslüman partisi kurulması düşüncesini savunmuş ve parti anlayışında ısrar etmişti.
Gaspıralı, Rusya İmparatorluğu’ndaki Türkler arasında birliğin sembolü ve onların mümtaz şahsiyeti olduğu gibi, umum Türk/Müslüman hareketi faaliyetleriyle meşgul olan Türk münevverlerinin büyük çoğunluğu da ya onun talebeleri ya da onun sisteminin ürünleriydi. Bu bakımdan, Gaspıralı’nın muhalifleri tarafından bile büyük bir saygı görmesi ve 1905-1906’daki bütün Rusya ve bütün Kırım Müslümanları kongre ve toplantılarının en azından ana ilkeleri itibarıyla onun bariz çizgilerini taşıması şaşırtıcı değildir. Bu öncülerin işbirliği sayesinde Bütün Rusya Müslümanları Kongreleri ve Bütün Kırım Müslümanları Kongresi de toplanmıştı.
Tarihi bakımdan büyük önemi haiz olmalarına ve Rusya müslümanlarının ileri gelenlerinin bir araya gelerek fikir teatisinde bulunmalarına rağmen Bütün Rusya Müslümanları Kongreleri, aldıkları kararları tatbik ve icra edebilecek güce sahip değillerdi. Alınan kararlarda, Rusya müslümanlarının dini eğitim meselesinden ileriye gidemediklerini, siyasi bir fikir olgunluğuna erişemediklerini veya Rusya müslümanlarının geleceği için açık ve kesin bir siyasi fikir oluşturamamış olduklarını göstermiştir. Bilhassa Üçüncü Kongre’den sonra Haziran 1914’e kadar başka Bütün-Rusya Müslümanları Kongresi düzenlenememiş, Müslüman partisi kurulması hususu, müteakip Dumalarda Müslüman Fraksiyonu’nun teşkili ile gerçekleştirilebilmişti. Bu fraksiyon Çarlığın çöküşüne kadar mevcudiyetini muhafaza ettiyse de, legal bir parti olamamıştır.
Böylece İttifak-ı Müslimin daimi merkezi bir teşkilat ile mahalli şubeler kurabilmekten mahrum kalarak, Çarlığın sonuna kadar ancak münferit şahıslar tarafından gayri-resmi surette temsil edilebilmişti. Hiç şüphesiz ki, 1907’den itibaren Rusya’da istibdadın tekrar idareye hakim olmasıyla, Müslüman basın-yayın organlarının çoğunun kapatılıp, Müslümanlar arasındaki faal şahısların bir çoğunun da tevkif edilmesi ya da çaresizlik içinde yurt dışına gitmeyi tercih etmeleri Bütün-Rusya Müslümanları hareketine en büyük darbeyi vurmuştu.
1905 İnkılâbının getirdiği hak ve hürriyetlerin ömrü pek kısa, mahiyetleri de gayet sınırlı kalınca hayal kırıklığına uğrayan Gaspıralı, faaliyetlerini Rusya İmparatorluğu sınırları dışına taşırarak geniş İslam ve Türk dünyalarına yöneltmiş, bununla o, Rusya’daki Müslüman Türklerin, bütün Müslümanlar arasında ortak olan problemlerin çözümüne katkıda bulunmaları ve dış ülkelerdeki kardeşlerinin dünyasına yeniden entegre olmaları amacını gütmüştü. Ömrünün sonuna kadar milli düşüncesinin temelini, bütün Türklerin etno-dini esaslarda birliğini sağlama teşkil etmiş, kendisiyle özdeşleşen birlik kavramı, bütün dünya Türklerini ve hatta Müslümanlarını kapsamakla birlikte, tabiatıyla onun faaliyetleri bu birlik düşüncesini öncelikle Rusya İmparatorluğu’nda yaşayan Türk/Müslümanlar arasında gerçekleştirmeye yönelmişti.
Sonuç olarak; gerek eğitim gerekse basın sahasında olsun, Gaspıralı, başta Kırım Tatarları olmak üzere Türk/Müslüman dünyasının milli uyanışının canlı bir timsali olmuştur. 35 yıl gibi uzun bir zaman neşrettiği Tercüman gazetesi de bunun en güzel bir örneğini teşkil etmiştir.
Benim doktora tez çalışmamda, 1905-1907 yılları arasında Rusya’daki değişim süreci içinde Rusya Müslümanlarının Milli uyanışlarının ve siyasi-sosyal hareketlerinin Tercüman gazetesindeki yansıması (akisleri) (Tercüman gazetesine göre 1905-1907 yılları arasında Rusya Müslümanları (Türkçülük-Ümmetçilik-Sosyalizm ve Kimlik) başlığını seçmemin en mühim nedeni, bu seçtiğim konunun mihenk taşını teşkil eden Tercüman gazetesinin şimdiye değin böyle bir incelemeye tabii tutulmamasıdır. Yapacağım araştırmada 1905-1907 yılları arasını ele almamın sebebi ise bu dönemin Rusya İmparatorluğu’nda yaşanan siyasi istikrarsızlık dolayısıyla Rusya Müslümanlarına verdiği hürriyet atmosferi, bir nevi serbesti dönemi olmasıdır. Zira bu sırada Rusya Müslümanları hem siyasi hem de kültürel sahada, en hararetli faaliyetleri devresini yaşamışlardır. Rusya yönetiminin daha önce onlara sadece dini hürriyetler vermesine karşın, bu serbesti dönemi içerisinde kültürel, sosyal ayrıcalıklar da vermiştir.
Dolayısıyla, onların birbirleriyle ne gibi diyalogları olduğunu, ortak değerlerini, dine, millete, sosyal olaylara bakışlarını (Türkçülük, ümmetçilik, sosyalizm kavramları hakkındaki görüşlerini) etnik kimlik, milli kimlik, dini kimlik şuurunun mevcut olup olmadığını, birbirleriyle ilişkilerini, şayet Rusya dağılmadan kalsaydı, aralarında gerçek anlamda bir dil birliği, siyasi birlik olup olmayacağını, anlamanın en iyi yolunun yine bu çok önemli zamanı anlayıp, değerlendirebilmek olduğu kanaatindeyim.
* Giray Saynur Bozkurt Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsünde (Istanbul-Göztepe Kampüsü) doktora öğrenimini yapmaktadır. Prof. Dr. Nadir Devlet�in danışmanlığı altında, �Tercüman Gazetesine göre 1905-1907 Yılları Arasında Rusya Müslümanları (Türkçülük- Ümmetçilik- Sosyalizm ve Milli Kimlik)� başlıklı doktora tezini hazırlamaktadır.