DOĞUMUNUN 150. YILINDA GASPIRALI İSMAİL BEY, TERCÜMAN GAZETESİ BİBLİYOGRAFYASI VE TÜRKÇE YAYINLAR

Müteferrika, Sayı: 20, Güz 2001, s. 79–104.

Yrd. Doç. Dr. Fahri Solak

Marmara Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

I. GASPIRALI İSMAİL BEY VE TERCÜMAN GAZETESİ

Gaspıralı İsmail Bey 1851 yılında Kırım’ın Bahçesaray şehri yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu. Babası Çarlık ordusundan Teğmen Rütbesiyle emekli Mustafa Ağa Gaspıra köyünden olduğu için İsmail Bey de Gaspıralı (Rusçası Gasprinskiy) olarak adlandırıldı ve bu şekilde tanındı. Mustafa Ağa 1854’de ailesi ile birlikte Bahçesaray’a yerleşti ve İsmail Bey on yaşına kadar bu şehirde kaldı[1]. Tahsil hayatına mahalli Müslüman mektebinde başlayan Gaspıralı İsmail, bir Rus okulu olan Akmescid Erkek Gimnazyumunda sürdürdü. Daha sonra Voronej’deki askeri bir okula kaydedildi ise de, bir süre sonra Moskova’daki Harp Okuluna nakledildi.[2] Bu okulun son sınıfında iken 1867 yazında, Girit isyanında Rum isyancılara karşı savaşmakta olan Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katılmak arzusuyla yakın arkadaşı Mustafa Mirza Davidoviç ile birlikte gizlice kaçmaya teşebbüs etti. Fakat 45 günlük maceralı bir yolculuktan sonra Odesa’ya ulaştıysalar da burada yakalanarak Bahçesaray’a gönderildi[3]. Bu olaydan sonra Rusya’daki tahsiline dönmeyerek, 1868 yılında Bahçesaray’da bulunan Zincirli Medrese’de Rusça öğretmenliğine başladı. Bu dönemde yoğun bir şekilde Rus edebi ve felsefi eserlerini okudu. 1872’de Kırım’dan ayrılan Gaspıralı İstanbul, Viyana, Münih ve Stuttgart üzerinden Paris’e gitti. Paris’te geçirdiği iki yıl içinde ünlü Rus Yazarı İvan Turgenyev’e asistanlık yapmak da dahil çeşitli işlerle hayatını kazandı. 1874’de eskiden beri arzu ettiği Osmanlı Zâbiti olma düşüncesiyle İstanbul’a geldi. Ancak burada geçen bir yıla yakın süre içinde bu arzusuna olumlu cevap alamayınca Kırım’a döndü. 1878’de Bahçesaray Belediye Başkan Yardımcısı ve 1879 yılında da Belediye Başkanlığı’na seçildi ve 1884 yılına kadar bu görevinde kaldı[4].

Gaspıralı İsmail birinci defa 1877’de Dereköy’de evlenmiş ise de bu evlilik iki yıl kadar sürebilmiş; ikinci evliliğini 1882 yılında Kazan eşrafından Akçoralar ailesinden İsfendiyar Bey’in kızı Zühre Hanım ile yapmıştır[5].

Rusya Müslümanları arasında basın-yayın faaliyetleri konusunda ilk akla gelen isimlerin başında Gaspıralı İsmail gelir. Gaspıralı’nın yayın konusundaki ilk teşebbüsü, 1881 yılında Genç Molla müstearıyla yazdığı ve Akmescit’te Rusça çıkan Tavrida gazetesinde tefrika ettiği ve daha sonra kitapçık şeklinde de çıkan “Rusya Müslümanları” başlıklı dizi yazısıdır. Gaspıralı müteaddid defalar Tatarca/Türkçe bir gazete çıkarma yönündeki başvurularının reddedilmesi üzerine, yine aynı yıl, bir dizi küçük risale yayınladı[6]. Bunlardan ilki 1881’in Mayıs ayında yayınladığı Tonguç adlı risale idi. Daha sonra seri halinde Şafak, Kamer, Güneş, Yıldız, Ay ve Mirat-ı Cedîd adlı risaleleri yayınladı[7]. Böylece kendisine Tatarca süreli yayın izni verilmemiş olan Gaspıralı, aslında her biri birer dergi mahiyetinde olan bu risaleleri farklı isimler altında yayınlayarak kanunları ihlal etmeden yayın faaliyetini sürdürmüş oluyordu[8].

Gaspıralı gazete yayını için uzun süre beklediği izni, gazetenin Tatarca ve Rusça basılması şartıyla, 1883 yılında alabildi. İlk nüshası 22 Nisan 1883’de basılan Tercüman, Kırım’da yayınlanan ilk Tatar gazetesi olmasının yanında[9], Çarlık devrinde yayınlanan Türk gazeteleri arasında en uzun süre (35 yıl) yayınlanması, etkisi, öncülüğü, ciddiyeti ve Usul-i Cedîd’e yaptığı hizmetler yönünden de en önemli gazetelerden biridir. Bu yönüyle İngilizlerin Times, Rusların Novaya Vremya (Yeni Zaman) adlı gazeteleri ile mukayese edilmektedir[10].

Tercüman 1903’e kadar haftada bir, 1903-1912 arasında haftada bazen iki, bazen üç defa ve Eylül 1912’den sonra ise günlük olarak yayınlanmıştır. Yayın hayatının başlangıcında 300 abonesi varken, 1885’te abone sayısı 1000’e çıkmıştı. Bunun 300’ü Kırım’da, 300’ü İdil-Ural’da, 150’si Dağıstan’da, 50’si Sibirya’da ve 200’ü Orta Asya ve Türkistan’da idi[11]. 1907’de tirajı 5 bine ulaşan Tercüman’ın Rusya dışında da (İstanbul, Kahire, Kaşgar ve Hindistan) okuyucuları vardı[12].

Tercüman gazetesi basit bir süreli yayın organı olmanın ötesinde bir fikir yayıcısı, milli akım ve faaliyetler için de bir öncü ve ilham kaynağı idi. Bu gazete Rusya Müslümanlarının hayatının tüm yönleriyle ilgili (eğitim, kadın hakları, siyasi partiler, İslam hukuk sisteminin reformu vb.) problemleri tartışıyordu[13]. Tercüman gazetesi yayına başlamasını izleyen ilk yirmi yıl içinde bütün Türk Dünyası çapında emsali olmayan bir yaygınlık ve etkiye ulaştı. Buna rağmen, Tercüman’ın çıkışından Gaspıralı’nın ölümüne kadar geçen 31 yıl içinde, devrin sıkı idare tarzına rağmen, bir kere olsun kapatılmamış veya sansüre uğramamış olması Gaspıralı’nın ihtiyatlı ifade tarzının ve taktik kabiliyetinin bir başarısı olarak görülmektedir[14]. Yine 1911’den itibaren Tercüman’ın başlığının altında yer alan ve adeta Gaspıralı’nın adı ile özdeşleşen meşhur “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” ibaresi günümüze kadar Türk Dünyasındaki en yaygın sloganlarından biri haline dönüşmüştür.

1914’de Gaspıralı’nın ölümünden sonra, 1918’de Tercüman’ın yayın hayatından çekilmesine kadar, Gaspıralı’nın yakın çalışma arkadaşı Hasan Sabri Ayvazov (öl. 1936) Tercüman’ı devam ettirmiştir.

1905 Sonrası Rusya İmparatorluğu’nda oluşan kısmi serbestlik ortamından Gaspıralı da yararlanmış ve faaliyetlerinin çapını genişletmiştir. Bu çerçevede yeni dergiler çıkarmaya başlamış olup, bunlardan ilki 1906’da yayın hayatına giren ve Rusya Türklerinin tarihinde ilk kadın dergisi olan Alem-i Nisvân (Kadınlar Alemi)’dır. Gaspıralı’nın kızı Şefika Hanım’ın (1886-1975) idaresinde çıkan bu dergi 1910’da yayın hayatından çekildi. Alem-i Nisvân, kadınların hukuki durumları, eğitimleri ile ilgileniyor, kadınların boş zamanlarını değerlendirebilecekleri işler (resim yapma vb.) tavsiyesinde bulunuyor, ilmî, tarihî makaleler ve şiirler yayınlıyordu[15].

Kırım’da ilk mizah dergisi Ha-Ha-Ha da Gaspıralı tarafından çıkarılmıştır. 1906 Mart’ında 15 günde bir çıkmaya başlayan dergi 1910 yılına kadar devam etmiş olup, karikatürler ve mizahi yazılarla özellikle kadimci mollalarla alay ediyordu. Gaspıralı çocuklara yönelik de yayın yapmış ve Tercüman’ın ilavesi olarak 1906’da Alem-i Sübyan (Çocuklar Alemi) adlı 15 günlük bir dergi yayınlamıştır. Bu derginin yayını düzensiz de olsa 1915 yılına kadar sürdü[16].

Gaspıralı’nın faaliyetleri hiç şüphesiz yayınları ile sınırlı değildir. O’nun eğitim ve yayın konusundaki çalışmaları da dönemine öncülük eden çalışmalardır. İlkini 1884’te Bahçesaray’da açtığı ve 1914’e gelindiğinde Rusya İmparatorluğu çapında sayıları 5 bine ulaşan Usul-i Cedîd okulları; geliştirdiği Usul-i Savtiye (Fonetik Usul) adlı öğretim metodu; bizzat yazdığı okuma/ders kitapları; Bahçesaray’da kurduğu ve Kırım Tatarları için bir ilk olan matbaasında bastığı kitaplar ve nihayet Rusya Müslümanlarına hatta bütün Dünya Müslümanlarına dönük yürüttüğü siyasi çalışmaların her biri reform niteliğinde çalışmalardır.

Bütün bu önemine karşın, döneminde Türk Dünyasının, fikirleri ve eylemleriyle en etkili şahsiyetlerden biri olan Gaspıralı’nın hayatı, faaliyetleri ve fikirleri ile ilgili ilmi çalışmalar yeterli olmaktan uzaktır. Türk üniversitelerinde Doktora ve Yüksek Lisans düzeyi bir yana, lisans tezi olarak bile Gaspıralı’ya ilişkin müstakil bir teze rastlanmaması manidardır[17]. Diğer taraftan Türkçe yayınlar arasında Tercüman Gazetesi’ne ilişkin müstakil çalışmalar yok denecek düzeydedir. Kaldı ki bu gazetenin eksiksiz tam koleksiyonunun bile henüz temin edilememiş olması[18] çalışmaların bulunduğu aşamaya ilişkin ipucu olarak dikkate değer bir husustur.

Son yıllarda ve özellikle de 150. Doğum Yılı vesilesiyle içinde bulunduğumuz yılda konu ile ilgili yürütülen proje[19], ilmi ve kültürel çalışmalar[20] teselli edici ve ümit verici olmakla beraber, henüz yolun başında olunduğunu söylemek kötümserlik olmasa gerektir.

Bu mülahazalardan hareketle, yapılan çalışmalara mütevazı bir katkı maksadıyla kaleme alınan bu çalışmayla, Tercüman Gazetesi’nde yayınlanan yazılara ilişkin elimizdeki yegane bibliyografik çalışma olan ve Seyitgazi Gafarov tarafından Rusça olarak hazırlanan[21] çalışmanın tercümesinin Türk okuyucusuna kazandırılması ve ayrıca Gaspıralı ile ilgili tespit edilebilen Türkçe kitap ve Makalelerin bir arada sunulması amaçlanmaktadır. Gafarov’un çalışmasının eksik olması yanında, Rusça olarak yayınlanmış olması ve Tercüman’ın orijinal nüshalarına ulaşılarak kavramsal karşılaştırmanın yapılamaması çeviride mana aktarımlarında bazı sorunları beraberinde getirmekle beraber, çalışmanın mevcut haliyle de yararlı olacağını ve maksada hizmet edeceğini umuyoruz.

Kısaltmalar:

a.g.e.    Adı geçen eser

a.g.m.   Adı geçen makale

Akt.     Aktaran

b.         Baskı

bkz.      Bakınız

C:         Cilt

Çev.     Çeviren

Haz.     Hazırlayan

s.          Sayfa

S:         Sayı

TTK    Türk Tarih Kurumu

Yay.    Yayınları/Yayınevi

II. TERCÜMAN GAZETESİ’NDE YAYINLANAN BAŞLICA YAZILAR BİBLİYOGRAFYASI (1883-1915)

MAKALELERİN BAŞLIK VE YAZARI

YIL

SAYI

Editörden 1883 1
Kırım’ın Rusya’ya İltihak Dönemi 1
Gazete Nedir? Gazete Ne İşe Yarar? 2
Müslüman Birisi Gazete Okumalı mı? 2
Bilim 2
İslam Tarihi 5,7,8,22,23,24, 25, 28
‘Kafkas’ Gazetesinin ‘Tercüman’ Hakkındaki Değerlendirmesi 6
Daktilo (Yazı Makinalarının Ortaya Çıkışı Üzerine) 7
Kasım Müslümanları 7
İslamiyet’in Kaderi 8
Hadce Müslümanlarına Cevap 10
Rusya Müslümanları Hakkında Bir Çift Söz 11
Öğretmen 14
Kırgız-Turgay ve Ural Bölgelerinin Durumu 14
Çalışma ve İlerleme 15
İslam ve Medeniyet 16
Bize Ne Lazım? 17
Rusya Müslümanlarının Eğitimi 22, 23
Yaşlı Derviş İle Sohbet 22
‘Tercüman’ın Yarım Yıllık Yayımı 24
Okul ve Medrese Eğitimi 24
Rusya’daki Müslümanların Sayısı 1884 2
Arkadaşlara Hitap 14
İslam Medeniyeti (1. Bölüm) 23
İslam Medeniyeti (2. Bölüm) 24
İslam Medeniyeti (3. Bölüm) 25
İslam Medeniyeti (4. Bölüm) 27
İslam Medeniyeti (5. Bölüm) 32
İslam Medeniyeti (6. Bölüm) 35
İslam Medeniyeti (7. Bölüm) 40
İslam Lisanları, Yazan: Ahmet B. 33
İslam Medeniyeti (8. Bölüm) 1885 1
Abonelerin Bölgesel Sayısı ve Sosyal Durumu 1
Çara Sadakat ve Vatan Sevgisi-Görevlerimiz 1
Türkiye’de Hayat ve Basın-Röportaj 9
Türk Şairlerinin Temaları 10
Kırım Vakıfları 12
Meşyarın Doğuşu Hakkında 12
Rusya Müslümanları Üzerine 8
Bosnalı Müslümanlar 5
Bilimimiz, Yazan: Habibullah Efendi 7
İslamî İlimler 11
Tercüman’ın Pavlador Özel Muhabirinden Bir Mektup 26
Arap Medeniyeti, Yazan: Lebona (Fransız Oryantalist) 27
Rusya Müslümanları Üzerine (Orta Asya Müslümanları) 8
Orta Asya’ya Rus Askeri Harekatı 21, 22, 23, 24
Zamanın Meyveleri, Yazan: M. İskenderov 8, 9, 11, 12, 13, 15, 16, 19, 20
Hayat Mücadelesi 1886 10, 11, 12
Sosyal Görevler 13
Prus Midesi 13
Kazan Müslümanları 24
Kırım Müslümanlarının İlgileri Nelerdir? 27
Müslümanların Kaygısızlığı Üzerine 31
Tatar Dilinde Amatör Temsil 32
Kastromay Civarındaki Tatar Köyleri 35
Türk Milletinin Büyük İlim Adamları (Kadı-Zade Rumi) 36
Redaktör Gaspıralı’nın Tiflis’teki Edebi Konuşması 38
İlim Üzerine Birkaç Söz 42
Kafkaslarda Birkaç Gün 44
Kadim Türk Kitabı ‘Kutadgu Bilig’ 47
Türk Halkları 49
Son Kırım Hanı Şahin Giray 50
XIII. Yüzyıl Gümüş Para Hazinesinin Bulunuşu 51
Macar Ulusunun Menşei 1887 12
Müslüman Halklar Medeniyeti Üzerine 17
Müslüman Kadın Emeği 24, 27
Topraksız Kırım Müslümanları Üzerine 30
Putperestler Niçin İslam Dinini Kabul Ediyorlar? 36
Vatanımıza Karşı Avrupa Entrikaları 37
Fransa Mektupları, (Yazan: Molla Abbas Fransovi müstearıyla Gaspıralı) 4-9, 11-13, 15, 17, 19, 20, 22, 24-29, 31-40
Rusya’da Müslüman Nüfus 40
İslamî Neşriyat 40
Yeni Mektep 1
Eğitim Metodu 15
Tatar Edebi Eserleri 13
Köyde Propaganda ve Eğitim 2
Fransa Mektupları 1888 1-4, 6, 7, 9, 11, 12, 14, 15, 24, 28, 30, 33, 36, 38, 40, 42, 44-46
Kırım’da Tatar Nüfus Üzerine 5
Teke-Türkmenler 9
Kırgızlar 12
Zemzem Suyu 14
Osmanlı 15
Rusya, Çin ve Müslümanlar 17
Bürokrasimiz 18
Şah Timur veya Timurlenk 19
Başkurdistan’a Yardım 20
Aziz Hediye (Kadife Kaplı Kur’an) 23
Erkek ve Kadın Miras Hukukunun Eşitlenmesi Üzerine 31
Kırım Hanlığı 32
1886 Yılında Finlandiya Hariç Rus İmparatorluğu Nüfusu 34
III. İvan’dan II. Ekaterina’ya Kadar Rusya Toprakları 37
Mollalar ve Rus Dili 42
Kırgızlar 43
Eğitim Dosyası 44
Türk Lehçeleri 14
Türkçe Ansiklopedi 34
Müslüman Bürokratlar 30
Müslümanların Ekonomik Durumu 1889 1
Rus İdaresindeki Türkistan Üzerine 2
Şiîlik ve Sunnîlik 4
Aşağıdaki Haberlere Dikkat Ediniz 5
Fransa Mektupları 4, 7, 8, 14
Afrika Mektupları 35, 37, 39, 40, 43, 44, 46
Elizavetpolskoy Vilayeti Nüfusu 18
Senusîler 14
Bahçesaray’da Tatarların Yokoluşu 15
Önceden Olmamıştı 22
Camekan Bırakmayın 23
Rusya’da Müslüman Basını 25
Eğitim Üzerine 31
Rus Dilinin Önemi 34
Şovalye Akını 46
Eski İslam Sikkeleri 27
Çeremisi (Kuban Tatarlarının Ruslarca Asimilasyonu) 28
Müslüman Kadına Neyi, Nasıl Öğretmeli? 33
Batalpaşin Müslümanları 33
Okul Faaliyetleri 36
Yerlilerin Mektubu 24, 27
Çin Müslümanlarının Menkıbeleri 38
Çin Sınırları (M. Z. R. Oğlu) 1890 4
Dikkat! (‘Moskovski Vedemosti’ Gazetesindeki Makaleye Cevap) 4
Zincirli Medrese 6
Kuban Tatarlarının Göçü Üzerine 10
İslam Eğitimi Üzerine 10
Türk Lehçeleri, Yazan: Cantemirov 12
Üretim Sorunu 35
Zincirli Medrese ve Kuralları 39
Kur’an, Halife Osman Nüshası 41
Yeni Okullar (Mektepler) 41
“Rusya Müslümanları” Onuncu Yıldönümü 44
Amazon Ülkesi 28, 29, 36, 38, 42, 44-46
Kafkas ve Azerbaycan Tatarları Şiiri 3, 35
Harem (?) 8
Amazon Ülkesi 1891 1-3, 14, 15
On Sene Ötesi (Rusya Müslümanları Risalesi Hakkında) 3, 4
Saratov Tatarları, Yazan: Kuramikin 5
Sibirya Müslümanları, Yazan: İbragimov 5
1200 Kiloluk Mersin Balığının Tutulması 6
Avrupa Yakasındaki Rusya’da Evcil Hayvanların Miktarı 7
Dünya Nüfusunun Miktarı (1890 yılı) 9
‘Kafir’ Sözcüğünün Anlamı 11
Gaspıralı’nın İngiliz Gazetesi Times’a Verdiği Cevap 10
Emek-İnsan, Toplum ve Devletin En Önemli Desteğidir 13
Rusya’daki Meyhanelerin Resmi Sayısı 13
Başka Milletlere Göre Biz Neden Gerideyiz? 22
Medreselerdeki Eğitimin Usul-i Savtiye İle Geliştirilmesi 23
Buhara 23-25
Astrahan Şehri Hakkında Bazı Tarihi Rakamlar 34
Kabartay’daki At Çiftçiliğinin Gerilemesi 37
Gerekli Tedbirleri Almak 38
Bayan Eliseeva’nın Rusya Müslümanları Hakkındaki Konuşması 41
Filolog Taftazani 40
Okuyuculara 43
Resmi Dil Hakkında 44
İstanbul’daki Ayasofya 45
Halkın Uyanışı ve Aydınlatılmasında Müslüman Gençlere Özen Göstermenin Önemi 33
Eliseeva’nın Rusya Müslümanları Hakkında Yeni Konuşması 1892 2
‘Russkaya Jizn’ Gazetesindeki ‘İslam Bilgileri’ Konulu Makale Hakkında 12
Müslümanların Eğitim ve Medeniyetlerini Yükseltmeleri İçin Ne Yapmalıyız? 37, 43
Göç Hareketleri Hakkında 47
Türk Dili Hakkında 3
Bahçesaray Usul-i Savtive (Fonetik Usul) Okulunun 10. Yıldönümü 4
Önemli Genelge (Yerli-Rus Okulları İçin) 6
Usul-i Savtive Okullarının Rusya Genelinde Yayılması 6
‘Evlenmek Su İçmek Değildir’, Yazan: F. Koçarlı 34
Yerli-Rus Okulu 36
Müslümana Ne Gerekli? 41
Yabancı Yaşamdan 4, 5, 7-11, 13-15, 18, 20-23, 35, 46
Hoca-Seyyah 4
Buhara ve Bahçesaray 1893 4
Tercüman Gazetesinin Redaktörlüğüne Tebrik Mektubu 7
Rusya’daki Okul ve Meyhanelerin Sayısı 9
Elizavetpol (Gence) Şehri 10
Müslüman Aydınlarla Konuşma 11
Vaiz Hakkında Konuşma 17
Tercüman Gazetesi’nin 10. Yıldönümü İle İlgili Şenlik 13
Bahçesaray’dan Taşkent’e Kadar Bir Gezi 30
Usul-i Cedid Okullarının Başarıları 6
Müslümanları Aydınlatma Konusundaki Başarılar 10
Alfabe Kitabının Hikayesi 18
Felsefe (Felsefe Hakkında Bir Öykü) 18
Saadettin Taftazani 32
Eliseeva’nın ‘Russkiy Obzor’ Gazetesindeki Müslüman Dervişler Konulu Makalesi Üzerine (Redaktörden Cevap) 33
Burhaneddin Merginani, Alim, ‘Hidaye’ (Şeriat) Kitabının Yazarı 33
Usul-i Savtiye İle İlgili Kitap (Tercüman Redaktörüne İthaf Edilmiştir), Yazan: Ufa’dan Şakir İzmuhammedov 34
Okul ve Medresede Reform 41
Alektorova’nın ‘Orenburgskiy Listok’ Gazetesindeki Makalesine Açıklama 43
Dünya Ülkelerinin Tayini 32
Kudüs. Yazar: Kuddüs Şerif 37
Bahçesaray’dan Taşkent’e Kadar 29-38, 40-43
Arslan Kız 12, 14, 16, 23, 24
Arslan Kız 1894 1, 2, 4, 6, 7
Evlilik Törenlerinin Masrafını Tanzim 1
Müslüman Medrese Hakkında 4, 8
Mübarek Ramazan 9
Usul-i Cedid Okullarının Eski Okulların Kapanmasına Yol Açması 7
Müslüman Halkın Ölümü Hakkında İstatistikî Belgeler 11
Halife Ali’nin Talimatı 13
Doğu Hayatından 3, 6, 9, 13, 16, 19, 23, 30, 39
Bizim Hayatımızdan 1, 4, 7, 10, 11, 17, 20, 27
Batı Hayatından 2, 5, 8, 18, 21, 38, 40
Yabancı Hayatından 12, 15
Çin ve Japonya 33
Rusya’daki Müslümanların Hayatından 48
Kair Gazetesi Haberine Göre Çin’deki Müslümanların Sayısı 19
Okul: İlim Kaynağı 34
Çin-Japon Savaşı 37
Perm Vilayetindeki Müslümanların Sayısı 37
Mektepdar Vatandaşlar 47
Kırgızlar Hakkında 13
Ters Oblastına Dağlıların Göçmesi Hakkında 15
Tatarlar İçin Fidanlık Kursları 19
Kırgızların Doğuşu 22
Rusya Hakkında Müslümanların Yayınları 23
Redaktörün İstanbul Seyahati 25
Geçmişte ve Gelecekte Medrese I 47
İngiltere ve Sömürgeleri 28
Geçmişte ve Gelecekte Medrese II-III 1895 1, 4
Kafkasya’daki Müslüman Halkın Eğitimi 7
Bakü’ye İlginç Bir Ziyaret 3
Doğu’daki Gazetecilik 4
İslam Toplumunda İmamın Rolü 8
1894 Rusya Nüfus Sayımına Göre Nüfusun Sayısı ve Etnik Dağılımı 9
Murmanske Şehrindeki Deniz Limanının Geleceği Üzerine 15
Gazetemizin Amaçları 21
Ermeniler Hakkında Rusça Yayınlar 33
‘Yenisey Yazıları Hakkında Deşifre Sonuçları’, V. V. Radlov Raporu 38
Halife Ömer’in Kudüs’ü Fethinde Patrik Safranino’ya Fermanı 36
Tercüman Gazetesi’nin Amaçları 42
Ermeni Çalkantıları Hakkında İngiliz Gazetesinin Haberi 44
Gerilememizi Nasıl Açıklayabiliriz? 45
Usul-i Savtiye Öğretimi İçin Mollalar 45
Hayatımızdan 6, 11, 19, 23
Batı Hayatından 8, 13, 18, 37
Doğu Hayatından 10, 16, 22, 29, 40
Batı ve Doğu Hayatından 24
Doğu ve İngiltere 29
İslam İçin Gelişme ve Yayın Moda Değildir 1896 4
Halk İçin Toprağın Önemi 5
Halk İçin Bilimin Önemi 6
Okulun Önemi Hakkında Kasımov’un Mektubuna Redaktörden Cevap 24
Müslüman Kadın Doktorlar 28
Şeriat Kızların Okumasına İzin Veriyor 36
Bilim ve Zenginlik 40
Gürcistan’daki Müslümanların Sayısı 40
Altı Yaşındaki Kız: Afuz (Kur’an’ı Ezbere Bilmesi) 43
Göçmen Rusların ve Yerli Kırgızların Hakları 44
Usul-i Savtiye İle Eğitime Karşı Hücum 46
Müslümanlar Neden Sanat Okullarında Okumuyorlar? 47
Hayatımızdan 16
Rus Göçmenlerin Kırgızları Verimli Topraklarından Çıkarmaları 1897 5
Dünya Nüfusunun Miktarı ve Tahmini Bir Yıllık Nüfus Artışı 6
Manevi Konuşmalar 13
Biz Müslümanlar Diğer Rusya Milletlerine Göre Neden Gerideyiz? 22
Milli Eğitimin Esas Kaynakları 25
Kırım’ın 1895 Nüfus Sayımı 25
Doğu Hayatından 14, 18, 24, 28, 41
Yabancı Hayatından 25
İstanbul Hayatından 26
Hayır Cemiyeti Yasası, Organizatör ve Kadro 29
Hindistan 34, 35
Bize Ne Lazım? 37
‘Türkistan Bakanlığı’nın Dikkatine 46
Zorunlu Açıklamalar 1898 4
Cengiz Han Hakkında Kitap (İmparatorluk Kütüphanesine Britanya Müzesinin Hediyesi) 5
Bahçesaray’daki Buluntular 17
Türkistan Haber Bültenindeki ‘Bahçesaray Barışçıları’ Hakkındaki Makale 28
Önemli Soru (Türkistan Haber Bülteni’ne Cevap) 32
Örnek ve Hayır İşi 38
Önemli Konuşmalar (Türkistan Haber Bülteni’nden Makale) 43
İslam Eğitimine Kaynak 44
Usul-i Savtiye İle Eğitim Hakkında Bilgi Almak İçin Bahçesaray’a Gelen İnsanlar 35
Rusya’daki Usul-i Cedid Okulları 36
Okuyuculara Hitap 51
Kasim Hanımlarından Tercüman Redaktörlüğüne Usul-i Savtiye İle Eğitim Hakkında Bir Hitap 1899 1
Halife Ali’nin Özlü Sözü ve Bilim Adamları 2, 3
1898 Yılı İstatistiklerine Göre Rusya’da Cinayet Bilgileri 5
Katerina II’nin Kırım Tatarları Hakkındaki Fermanı 9
Rusya’nın Tarihi Öyküleri 12, 13, 14
Rusya’nın Tarihi Öyküleri (Moğolistan Zamanı) 15
Rusya’nın Tarihi Öyküleri 16-18, 20, 21, 23, 25, 28, 31
Bahçesaray Şadırvanı 19
Kırgızlar ve Sömürgeleştirme 23
İki Tür Medeniyet 30
Filipin Adalarındaki Müslümanlar 37
Edebi Yazı 39
Usul-i Savtiye İle Eğitim Hakkında 38
Tavri Vilayetinin Nüfusu (1897) 40
Orenburg Vilayetinin Nüfusu (1897) 41
Türk Deyimleri 44
Bakü’nün Nüfusu (1897) 45
Genel Tarih Denemeleri 47
Müslümanların Hayatından 48
Genel Tarih Denemeleri 1900 1-18, 20-25
Müslüman Kitap İşi 3
Yabancı Eğitime 14
Halkın Geleceği 28
Rusça Eğitiminde Mollalar 39
‘Tercüman Gazetesi’nin Amaçları 40
Ana Dilde Eğitim 42
Usul-i Savtiye Hakkında 44
20. Asır Ne Getirecek? 1901 1
Çin Müslümanları 3
Tarihi Monografi ‘İslam Dünyası ve Uyanışı’, Çervanski’nin Büyük Hatası 13
Özbeklerin Doğuşu ve Efsaneleri 20
Japon Atasözleri 21
Ramazan 43
Kızların Eğitimi 26
Göç Üzerine 38
Sp-b. Kütüphanesindeki Halife Osman Kur’an’ı 44
Tatarlar Kırım’dan Neden Göçüyorlar 46
1897’de Rusya Nüfusu 47
Aydınlanma Tarihinden 48
13. Yüzyıl Tarihi Anıtı 1902 9, 10
Bay Miropeev’in Gaspıralı Hakkındaki Hatası 11
Doğu ve Batı (Gaspıralı’nın Makalesi) 12
Gaspıralı’nın Hanımına Sürpriz Yazısı 15
Tekrar Göç Üzerine 18, 20
Kasım Tatarları ve Avrupa Medeniyeti 18
‘Ay Gönül!’ Seytabla Özenbaşlı’nın Kırım Tatarları’nın Göçü Üzerine Şiiri 20
Göç Üzerine 17
A. S. Puşkin (Şiir Tercümeleri) 18
Moskova Haber Bültenine Cevap 22
Süyümbike-Kazan Kraliçesi 39
Çuvaş Vasileri Rusça Kitapların Müslüman Dillerine Çevrilmesine Neden İzin Vermedi? 45
Taassup (Ostroumov’un ‘Kur’an’ın Tektanrıcılığı ve Taassubu’ Kitabı Üzerine 46
Rus Dilinin Öğrenilmesine İmkan Verilmesi 45
Rus Basını ve İlk Rus Gazetesinin İki Yüz Yıllık Dönemi 1
‘Tercüman Gazetesi’nin Yayımının 20. Yıldönümü 13
Andican’daki Şiddetli Deprem 1
Halkın Konuşması 19
Vicdan Huzurundan Daha İyisi Yoktur, ‘Şarkî Rus’ Gazetesine Redaktörden Cevap 31
Problemin Kaynağı Nerededir? (Boşanma Sorunları) 36-39, 45, 49
Kolaylaştırılmış Alfabe (İran’dan Rıza Han) 39
Müslüman Halkın Durumu 47
Müslüman Hakları ve Rus Yasası 48
Önemli İş 8
Esrarengiz Memleket, Yazan: Gaspıralı 46, 47, 49, 51
Tercüman Bayramı (Russkiy Vostok, Şarki Rus) 9
Esrarengiz Memleket (Devam) 1904 No: 2, ara vererek, No: 103
Zekat Hakkında 1, 3, 6, 9, 13, 16
Evlilik ve Boşanma, Yazan: Gaibov 21, 23, 25, 28, 30, 32, 34, 36, 39, 58
İnanç ve Batıl İtikat 52, 53
Mısır Müftüsü 55, 56, 57
Japonlar (Elize Reklü) 11, 12
Okul Sorunları 71
Ne Yapmalıyız? 96
Kırımlıların Hizmeti, Yazan: İsmail Müftizade 18
Redaktörlüğe Bir Mektup (Hane Alankova) 19
Türk Fanatizmi (A. Kırımski’nin ‘İslam Tarihi’ Hakkında) 30
Bir Yanlışlık (H. P. Ostroumov’un ‘Kur’an ve İlerleme’ Kitabında Gaspıralı Hakkında) 34, 35
Doğu Gazetecilerinin Dikkatine 63
Panislamizm 78
Müslümanların Akıllarında Kaynaşma 85
Kadın Sorunları 88
İnsanların Amacı, Sorunları ve Tatarların Özellikleri 90
Rusya Müslüman Nüfusu (1897) 103
Öbür Dünyadan 104
Boşanma Sorunları 21, 23
Öbür Dünyadan 1905 1, 2
Esrarengiz Memleket 1
Doğu Sorunu, Yazan: Gaspıralı 9, 10-12
Yüksek Yasalar (17 Nisan 1905) 3
Önemli Zaman (Tatar Tarihi Hakkında) 19, 20-23, 26, 29
Mekanik Ruslaşma Teorisi 23
Yüksek Yasa 33
Kırım Temsilciliği Saint-Petersburg’da 38
Geçmişte ve Gelecekte Medrese 35-37
İnanç ve Akıl, Yazan: Gaspıralı 45, 48
Müslüman Kongreleri 48
Yine Temsil Üzerine 41
Tatar İlerleme Partisi 52
Müslümanların Okul Sorunları 52
Müslüman İlerleme Partisinin Toplantısı 56
Müslüman Hayatından Sayfalar 63
Düşünmeliyiz 64
Müslümanlar Kongresi 67
Feodosiya (?) 76
Müslüman Hayatından (Mustafa Kemal) 62
Yeni Şartlarda Müslümanlar 66
İslam Medeniyeti Tarihi (U. Lemanov) 76
Kuğular Şarkısı (Basın Özgürlüğü Beyannamesi) 87, 88
Müslüman Mitingi 88
Müslüman Programları 89
Dil Sorunları 90, 91
Yine Dil Konusu 95
Kırım Müslümanları Toplantısı 96-99
Dil-Dil-Dil (Gaspıralı) 103
Rus Müslüman Birliğinin İkinci Toplantısı 105
Tarihi Sonuç 72
Tüm Halkın Ölümü 78
Türk-Tatar Alfabesinin Rus Alfabesine Çevrilmesi Hakkında Gaspıralı’nın Görüşü 122
Güneş Doğdu, Yazan: Gaspıralı 92, 93, 103, 106
Yüzyıl Sonra (Gaspıralı’nın Romanı) 101, 104
Türkistan’ın Yeni Tarihi 110
H. İ. İlminski’nin Pobedonostseb’e Gizli Mektupları 108, 109
Egemenliğin Birinci Yılı 1906 119
3. Müslüman Kongresi 119
Bilimsel Edebi Sözlük 1
Yeni Türkistan Tarihi 17, 18, 20, 32, 33, 39, 57, 59, 69, 84, 87, 89
H. İ. İlminski’nin Pobedonostseb’e Gizli Mektubu 1
Güneş Doğdu 2, 6-10
Yüzyıl Sonra (Gaspıralı’nın Romanı) No: 8, ara vererek No: 81
Sosyalist Sekt 62, 64-70, 72, 74-76
Terazi (Akıl) (Edebiyat ve Yaşamımızın Eleştirisi) 86, 88, 101, 104-106, 108, 117, 120, 121, 127, 143
İmparatorlar Hakkında Konuşma 144, 245
Dünyanın Sonu (Ahir Zaman. O. Akçokraklı. L. N. Tolstoy’un Makalesine Cevap) 5
Biz Tatar mıyız, değil miyiz? 5, 6
Mısır Gazetesinin Makalesine Tercüman’dan Cevap 15
Basınımız 43
Çin’de İslam Varlığı İle İlgili Bilgi 35
Basınımız 33
Kırgızlar’ın Rus Hakimiyetine Girişi, Yazan: Hüseyin Havace 44, 45
Müslümanlar ve Devlet Duması 47
Müslümanlara Milliyetçi Parti Gerekli midir? 50, 52
Petersburg Toplumu “Doğuyu Aydınlatma” 53
Kırım Müslüman Toplumu 57
Toprak Reformu Hakkında Ne Diyebiliriz? 56
Basınımız (Rus Dilinin Yaygınlaşması) 51
Gayret (Amaca Ulaşmak İçin Nasıl Çalışmalı) 49, 61
Dini Tarihimiz, Yazan: Ridayettin Fahreddin 49
Basınımız (Panislamizm Hakkında) 56
Gaspıralı’dan Devlet Duması Milletvekillerine Açık Mektup 59
Tatar Kırmızı Sesler 61
Tercüman Çığırı (Çağdaş Hayatta Gazeteye Bakış) 62
Rusya’da Büyük Çiftçiler Nereden Geliyor? 67
Partimizin Programı 71
Zaman İhtiyacı Sorunu 73
Çin Müslümanları, (Yazan: A. Sur) 79, 80, 82, 83
Çocukların Terbiyesine Dikkat 79
Müslümanların Nijniy Novgorod Toplantısı 93-95
Üçüncü Halk Meclisi 96-97
Üçüncü Konferans Kararları 98
‘Rusya’ Gazetesine Cevap 106
Terazi (Hayatımız ve Kültürümüz Hakkında Bilgi ve Kritik) 106
A. Mediyev’in Dumada Kırım Toprakları Hakkındaki Konuşması 101
Türk Yasaları (Türk Tarihi Hakkında Konuşma) 90-92, 94-95
Ruslar ve Müslümanlar 111
‘Siyasi Bayram’ veya ‘Halk Egemenliğinin Yıldönümü’ 113
Siyasi Parti Programı 118
İslam Edebiyatı Hakkında Sorular 128-129
İslam Alfabesinin Rus Alfabesine Çevrilmesi 135
İslam Birliğinden Vazgeçmeyin 136
‘Esrarengiz Memleket’ veya ‘Daru’l-Rahat Müslümanları’ 141
Edebi Dilimizden 142
Türk Tarihi 145
Cesur Timur’un Seyahati 145
İmparator Hakkında Konuşma (Rusların Kazan’ı Ele Geçirmesi) 145
Gereksiz İş (Rus Alfabesine Geçiş) 122
İkinci Kırmızı Gazete 64
9, 44, 51, 56
Basın 60, 82
Türkiye’deki Tatar Göçmenleri 17
Avrupa’daki Halk Kütüphaneleri (O. Akçokraklı) 18
Beyaz Demet (Narimanov’un Yeni Edebiyata Katkısı) 22
Yirmi Yıl Sonra 13
Eğitim ve Nasihat Soruları 31
Kadınlar Alemi 6, 35, 36, 37
Ha-Ha-Ha (Dergi) 2, 3, 5, 7
İmparator Hakkında Konuşma (Rusların Kazan’ı Ele Geçirmesi) 1907 3, 7
Türk Dili ve Onun Medeniyet Faaliyeti 16
Mediyev’in Gos. Dumaya Üye Oluşu Hakkında 16
Terazi (Müslümanlar Nasıl Okuyorlar?) 18, 34, 37
Türkistan’daki Eğitim 22, 23
Türkiye’nin Gerçek Durumu 24-31
Halk Toplantısı Grup Talimatı 27
Hayat ve Ölüm Sorunu (Toprak Hakkında) 32
Birbirini Anlamak ve Arınmak 35
“Yaşasın Türklük” Başka “lük” Gerekmez 36
Arkadaşlar, Söyleyin, Sonuç Ne Olacak? 29
Yazma Hakkında Konuşma 31
Gos. Duma Üyesi A. Mediyev’in “Bizim Topraklar Rus Pomeşçiklerin Eline Nasıl Geçti?” Başlıklı Konuşması 37
Gos. Duma Üyesi A. Mediyev’in Açık Mektubu 40
Nijniy Novgorod’da Müslüman Kongresi 50
Doğru Söz 50
Müslüman Talimatı 88
Bakü ve Elizavetkul’daki Gizli Konferanslar Hakkında “Novoe Vremya” ve “Golos Moskvı”’nın Görüşleri 46
Eğitimli Sınıf 52
Şakir Efendi’ye Cevap 39
Müslüman Birliği Toplantı Kararı (N. Novgorod) 57
Kimseyi Öldürmeyin (L. Tolstoy’un Bakışı Hakkında) 59
Mutluluk Nedir? 74
Rusya Müslümanlarının Gerçek Durumu ve İlmi Gelişmesi (Gaspıralı’nın Mısır’daki Konuşması) 73
İlköğretim Mecburiyeti 73
Müslümanları Asırlık Uykularından Uyandırmak İçin Bütün Müslümanlar Kongresini Toplamak Gerekir (Mısır Konuşması) 73
Gaspıralı’nın Mısır Kongresindeki Konuşması 75
Gelişmiş İslam Toplumları 76
Türkiye Tarihi (Yazan: Necip Asım) 85, 86
İslam Toplumu 85
Okuyucuya 86
Eski ve Yeni Bakışlı Adam 14, 18, 34, 37
Özel Bilim Günü (50. Yıl, P. Barudi) 13
Mısır’dan Mektup (Yazan: Abdullah Cevdet) 14
Gaspıralı’nın Cevabı 14
Türkçe Dil Mecburiyeti 16
Basın 5, 20
Rus Üniversiteleri ve Müslüman Öğrenciler 20, 21, 23, 24, 25
Hususi Faaliyet 23
Önemli Belirti 39
Umumi Hayret 56
Yakut Türklerinden Örnekler 58
İslam Toplumu 81, 83, 85
Okuyuculara 86
Okuyuculara Yeni Yıl Tebrikleri 1908 1
Müslümanların Genel Eğitimi 2
Türkiye Tarihi (Yazan: Necip Asım) 1-13, 15-26
İslam Toplumu 5, 6, 8, 9, 11, 12, 14, 15, 17-19, 21-23
Üç Kongre: Bütün Dünya Müslümanları, Bütün Rusya, Bütün Almanya 26
Dil Sorunu Yaşam Sorunu Kadar Önemlidir 5, 6
Genel Kongreye Dair 5
Tarihi Zamanlar 8-11, 13, 15
İslamizm 19, 20
Bütün Dünya Müslümanları Kongresi (Kongre Gündemi) 26
Bize Ne Lazım? 29
Gazete Redaktörlüğünün 25 Yıllık Mali Raporu 28
Büyük Doğu Sorunu 30, 31, 32
Tercüman Gazetesinin 25. Yıl Dönümü 33
25. Yıldönümü Konuşması (Akçura’nın Konuşması) 33
Rusya Müslümanları, Okul, Eğitim ve Edebiyatı (Yazan: A. E. Krımskiy) 34
Ünlü Macar Şarkiyatçı Vamberi’nin “Müslümanların Kültür Yaşamı” Üzerine Konuşması 34
İngiliz Şarkiyatçı B. Debe’nin Konuşması 34
N. P. Ostroumova, M. A. Miropeeva, S. Çiçerina, N. İ. İlminskiy Gibi Ünlü Misyonerlerin Konuşmaları 34
Yazar Fatih Kerimova’nın Konuşması 34
“Yıldız”, “Erşad”, “Vakıt”, “İdil” Gibi Gazeteler ve Bakü Basınından Telgraflar, Tebrikler, Çin, Semerkand Müslümanlarından, Kazan ve Ufa’dan ve Diğer Şehirlerden Tebrik Mektupları 33, 35, 61, 62, 73, 74, 75, 76,
Açık Mektup (Gaspıralı) 34
Slav Haftası 36, 39, 41, 45
Korumak mı, Yok Etmek mi? (A. Arif) 35, 39, 40
Öğretmen Seminerleri Hakkında Sorun 41
Molla Abbas Fransovi İle Tesadüfi Karşılaşma 42, 44, 49, 51, 65, 67
Buhara’da Ne Gördüm? (Gaspıralı) 57, 58, 60, 63
İki Türlü Ölüm 59
Basınımız 66, 68, 69, 74, 75, 77
Müslüman Kongresi 73
Milli Mecburiyet 81
Önemli Soru 81
Tarihi Sonuç 72
Tüm Halkın Ölümü (Kırgızlar Hakkında) 78
Kısıtlama Değil, Örnek Olabilir (Gaspıralı) 3
Şahtinski ve Müslüman Kongresi 14-16
Bütün İlköğretim 4
Milli Bayram (Gaspıralı’nın Makalesi) 30-31
Dil Sorunu 30, 33
Muhterem Hocamız Gaspıralı’ya (Ufa’dan) 33
Milli Bayram 28
Muhterem Gaspıralı’ya (Vakıt Gazetesi’nden) 31
Dil ve Sorumluluk (Gaspıralı) 1909 13
Yine Panislamizm Üzerine (G. Vamberi’ye İthaf) 28
Dil Sorunu (Süleyman’ın Makalesine Cevap) 30-33
Türklerin Tarihi (İstanbul’da Çıkan Bir Dergiden Makale) 2, 4, 5, 9-11
“Doğru Yol” Dergisinden Bilgiler 26
Gaspıralı İle İstanbul’da Bir Buluşma (Ahmet Mithat’ın Gaspıralı Hakkında Konuşması) 31
Basınımız (Dil Birliği) 34
İslamcılık ve Kadın Hakları (Yazan: F. A. Cevdetova) 35
Basınımız (Yeni Dergi “Molla Nasrettin” Hakkında) 36
Basın ve Tenkit 47
“Tercüman” Neriman Nerimanova Hakkında 38
Yeni Bakışla Eski Çağlar 17, 19-21
Rus Milli Birliği (Gaspıralı’nın Makalesi) 5
Türk Bayramı (Saltanatın 610. Yıldönümü) 5
Tatar Mektupları 6
Dil ve Sorumluluk (Gaspıralı’nın Makalesi) 13
Sertaclı Alim Şeyhislam’a Açık Mektup 32
“Doğru Yol” Kitabı 36
Basın 34, 36
Türk-Tatar Milletinin Dil Birliği 34
Neden Tatar Ticareti Yavaş Yavaş Yahudilerin Eline Geçiyor 2, 8
Ekatarina’nın Kırımı Ele Geçirmesindeki Bazı Avantajların Yok Oluşu 4, 5
Sosyal Atalet (Kadınların Sorunları) 5
Felsefi Düşüncenin Doğuşu 2
Merhamet İlahiyatı 6
Baş Alfabe (Latin Alfabesine Geçiş, Akçokraklı) 7
İslami Eğitime Giriş 11
İsmail Müftizade’nin “Gos. Duma” Hakkında Konuşması 12
Bahçesaray’daki Tatarların Ölümü (Dr. Fedorov’un Mektubundan) 19
Kadınlar Hakkında (İ. Gaspıralı) 26
Yine Eğitim Sorunları (Meclis Kararları) 36
Misyoner Kongresine 27, 28
Rusya’nın İslam Siyaseti 45-48, 52
Bakın Kardeşler! 37
Şiîler Kimdir? 43
Lev Tolstoy Hakkında 45
L. Tolstoy’un Ölümü Üzerine 46
Kadınlar Alemi 44, 46
“Ay Nenni”, Abdullah Tokay’ın Şiiri 44
Bazı Hikmetli Sözler 46
Bazı Hikmetler 46
L. Tolstoy’un Hanımı Sofiya Andreevne’ye Yazdığı Mektup 51
“Doğru Yol” Kitabı (İ. Gaspıralı) 2
İslam Toplumunun Ekonomik Durumu 31
“Kadınlar Alemi” (Tercüman’a Ek) No: 28’den ara vererek No: 53’e kadar
Müslümanların Kültür Hayatı (G. Vamberi) 107, 113, 124, 129
Rusya’nın İslam Siyaseti 1911 3
Revizyon ve Arama 8
Araştırma 16
Hatalı Milliyetçilik 31
Tekzip (Bahçesaray Hakkında Bir Turist Makalesi) 14
“Maymun ve Gözlük” Krilov (O. Akçokraklı Çevirisi) 12
Genel Program-Yeni Büyük Sorun 46
Medrese İçin Yeni Programlar veya Sorular 50
“Kadınlar Alemi” (Tercüman’a Ek) No: 3’den ara vererek no: 52’ye kadar
Bütün Dünya Türkleri (Ahmet Agayev) 1912 5, 10, 15
Yetim Çocuk (Yaya Bayburtlu) 11
Tatar Milleti (Gaspıralı) 20
Okuryazarlık Üstüne (Gaspıralı. Hindistan) 18, 21, 24
Öğretmen Sorunları 33
Şehir Gazetelerinden 22
İslam İşleri 28
“Dilde, Fikirde, İşte Birlik” Şiarı İle Tercüman’ın Yayını Ekim
Çocuk Dünyası 1, 3-12, 17-24, 26, 27, 38, 40
Geleceğimiz (Anadil ve Okuryazarlık) 1913 7-9
Kızlar Yaralılara Nasıl Yardım Ettiler 47
Öğrenmek ve Öğretmek 57
Kadın Hakları Üzerine (Hanife İsaeva) 74
Yine Kadın Hakları (Hatice İsmetova) 91
Dil, Ortografi ve Yayın Sorunları (A. S. Ayvazov) 94
Prof. Gordlevski’yi Ortografi Takdiri 86
Odesalı Sarfiye Öğrenciden Ortografi Hakkında Bir Mektup 86
Müslüman Öğrencilerin Moskova, Kiev ve Diğer Şehirlerdeki Durumları 110
Bize Okul Gereklidir (Bahçesaray’dan Züleyha Şerifovoy’un Mektubu) 116
Straganov Neden Bu İsmi Taşıyor? O Tatar Kökenlidir (Ayvazov) 119
Türkistan’dan Bir Mektup (Türkistan Kızlarının Durumu) 144
Moskova’daki Öğrencilerinden Gaspıralı’ya Mektup 76
Hayatımız ve Okullarımız (A. S. Ayvazov) 146
Dil Etrafında 169, 170
German Vamberi’nin Ölümü Üzerine 200
Yücelik ve Saygılı Olmak 121
İslamizm-Türkizm. M. İshad’ın Makalesi 213
Tekrar Dil Hakkında (Gaspıralı) 194
Bizim Haklarımız Hakkında Ne Diyorlar? (Yazan: İstanbul’lu Mahmut İshad) 201
Kırım’daki Kadınların ve Kızların Durumu 237
350 Rublelik İki Burs (Süleyman Adci) 151
Geçmişi Bilmek, Geleceği Anlamaktır 4, 5
Basınımız (Gaspıralı) 8
Ortografi Sorunları (Gaspıralı) 66
Yine Dil Hakkında (“Kuyaş” Gazetesine Cevap) 198
Timurlenk-Timur Hükümdarı 1914 27
Müslüman Gençler Hakkında 30
Kırım Tatarlarının Ölüm Nedenleri (Dr. Rivkin) 93
Bahçesaray’daki Kırım Tatarlarının Ölümü 108
Sonuçta Ne Olacak (Kırım-Tatar Kızların Eğitimde Geri Kalması) A. S. Ayvazov 134
Yüce Gaspıralı (A. S. Ayvazov) 195
İsmail Gaspıralı’nın Kısa Biyografisi (A. S. Ayvazov) 195
Gaspıralı (Celal Muinov) 195
Yeni Çağ (Gaspıralı’nın Son Makalesi) 194
İsmail Bey Gaspıralı (İ. Kasımov) 201
Gaspıralı’nın Ölümü (Ali Abbas L.) 202
Bahçesaray’daki Deneme Alanı (Neriman Nerimanov) 202
Gaspıralı’nın Son Ümidi (A. S. Ayvazov) 196
“Tercüman” Okuyucularına (Cafer Seydahmet) 196
Gaspıralı’nın Cenazesindeki Konuşmalar (O. Akçokraklı) 196
Gaspıralı’nın Son Günleri-Vasiyetleri ve Pişmanlıkları-(A. S. Ayvazov)
Rahmetli Gaspıralı (Numan Çelebican) 197
Gaspıralı’nın Hayatının Özellikleri (S. Ayvazov) 198
Gaspıralı’nın Ölümü ve Basınımız (Fatih Kerimov) 199
Büyük Milli Yas (Fatih Kerimov) 199
Diğer Gazetelerde Gaspıralı: İsmail Gaspıralı (Vakit Gazetesi, 14 Eylül) 1584-1587
Ulus Atası (Vakit Gazetesi-Kamil Kerimov) 1585
Gaspıralı-Büyük Öğretmen ve Yönetmen (Turkov) 1588-1589
Gaspıralı’dan Ayrılışımız (Vakit Gazetesi, Rızaeddin Fahreddin) 1583
Gaspıralı’nın İstanbul Gezisi 1914 (“Yıldız” Gazetesi) 1270
Rahmetli Gaspıralı Hocamıza Gazetemizin İthafı (“Yıldız” Gazetesi, 14 Eylül 1914) 1269
Gaspıralı’nın Kısa Biyografisi (“Yıldız” Gazetesi) 1265
Gaspıralı’ya İthaf (“Yıldız” Sunçiye Şiiri) 1268
İsmail Gaspıralı (“Orenburg Gazetesi”) 13 Eylül
Büyük Umutsuzluk (“İkbal” Gazetesi, Bütün Gazete Gaspıralı Hakkında) 14 Eylül
Bakü’deki Anma Toplantısı (Topçibaşeva’nın Konuşması) 14 Eylül
Şarkiyatçı Gordlevski’nin Telgrafı (Tercüman) 197
Petrograd’dan Apraksin’in Telgrafı 202
İstanbul’dan Taziye Telgrafı 199
Şarkiyatçı Samoyloviç’in Telgrafı 199
Bakü’den Taziye Telgrafı 199
Celal Muinov’un Anma Toplantısındaki Konuşması 199
Milli Basın ve Gaspıralı’nın Ölümü 201
Umutsuzluk (Petrograd “İl” Gazetesinden) 201
Türk-Tatar ve İslam Dehasının Ölümü (“Halk” Gazetesi, yazan: Kayum Kulat) 202
Bu Görüş Hakkında Düşünmeliyiz 223
Değerli Kırım Tatarları (Kırım Tatar Bülteni) 238
Kültür Dönemi (Kerim Cemaleddinov) 230
Borisa Glebska’dan Bir Mektup (Cafer Seydahmet) 243
Güney Kırım Yaşamından (Ayvazov) 1915 48
Rusya’da 30 Milyon Müslüman Topluluğu 189
Medeniyetten Geri Kalıyoruz (S. Ayvazov) 192
Milli Hazine-Basın (O. Akçokraklı) 202
Eğer Zamanında Anlayabilseydik (N. Çelebican) 202
Gaspıralı’nın İlkeleri (Altaylı) 202
Tatar Halkının Koruyucusu (Cafer Seydahmet) 202
Moskova Doğu Üniversitesi’nden Tercüman’a Bir Misafir (O. Akçokraklı) 204
Gaspıralı’nın Ölüm Yıldönümü (“Kuyaş” Gazetesinden) 205
Bulgar Tarihi 214
Polonya Müslümanları 230
Prof. A. E. Krımskiy 204
Yine Medeniyetten Geri Kalışımız Üzerine 243
Kırım Tatarlarının Atasözleri, Deyimleri ve İnançları (A. Bodaninski Derlemesi) 199

III. İSMAİL GASPIRALI İLE İLGİLİ TÜRKÇE YAYINLAR BİBLİYOGRAFYASI

A.    Kitaplar

Caferoğlu, Ahmet, İsmail Gaspıralı-Ölümünün 50. Yıldönümü Münasebetiyle Bir Etüd-, İstanbul, 1964, 15 s.

Devlet, Nadir, İsmail Bey-Gaspıralı-(1851-1914), Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 1988, 138 s.

Devlet, Nadir, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), 2.b., Ankara: TTK, 1999, 347 s.

Ekinci, Yusuf, Gaspıralı İsmail, Ankara, 1997, 108 s.

Hablemitoğlu, Şengül-Necip Hablemitoğlu, Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi (1893-1920), Ankara, 1998, 672 s.

Kırımer, Cafer Seydahmet, Gaspıralı İsmail Bey, İstanbul, 1934, 248 s.

Kırımer, Cafer Seydahmet, Gaspıralı İsmail Bey, 2.b., Haz., Ramazan Bakkal, İstanbul: Avrasya Bir Vakfı Yay., 1996, 267 s.

Kırımlı, Hakan, İsmail Bey Gaspıralı, Ankara: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay., 2001, 46 s.

Kırımlı, Hakan, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik ve Milli Hareketler (1905-1916), Ankara: TTK, 1996, 296 s.

Ortaylı, İlber, Çarlık Rusyası’nda Türkçülük Hareketleri ve Gaspıralı İsmail Bey, İstanbul, 1968, 23 s.

Rorlich, Azade Ayşe, Volga Tatarları, Çev., Mehmet Süreyya Er, İstanbul: İletişim Yay., 2000, 392 s.

Saray, Mehmet, Gaspıralı İsmail Bey’den Atatürk’e Türk Dünyası’nda Dil ve Kültür Birliği, İstanbul, 1993.

Saray, Mehmet, Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914), Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., 1987, 146 s.

Ülküsal, Müstecib, Kırım Türk-Tatarları (Dünü, Bugünü, Yarını), İstanbul, 1980, XVI+366 s.

Yaman, Ertuğrul, İsmail Gaspıralı ve Ortak Türkçe, Ankara: Alternatif Yay., 2002, 160 s.

Zenkovsky, Serge A., Rusya’da Türkçülük ve İslam, Çev., Ali Nejat Ongun, Ankara: Günce Yay., 2000, 336 s.

B.     Makaleler

Akbayar, Nuri, “Gaspıralı İsmail Bey”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C: 3, s. 288-289.

Akpınar, Yavuz, “Gaspıralı’nın Külliyatını Neşre Hazırlamada Karşılaşılan Zorluklar”, Türk Edebiyatı, S: 335, Eylül 2001, s. 12-15.

Akpınar, Yavuz, “İsmail Gaspıralı Bey’in Edebî Tenkitleri”, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, S: 9, 1998, s. 87-115.

Altuğ, Nurettin Mahir, “Gaspıralı İsmail Bey”, Emel, C: 4, S: 24, Eylül-Ekim 1964, s. 18-23.

Arıkan, Sabri, “İsmail Bey Gaspıralı ve Cedidcilere Yapılan Suçlamalara Cevap”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S: 145, Ocak 1999, s. 9-16.

Ayvazoğlu, Beşir, “Gaspıralı İsmail Bey I”, Aksiyon, 3-9 Nisan 1999, s. 62-63.

Ayvazoğlu, Beşir, “Gaspıralı İsmail Bey II”, Aksiyon, 17-23 Nisan 1999, s. 56-57.

Ayvazoğlu, Beşir, “Gaspıralı İsmail Bey (Dilde, Fikirde, İşte Birlik)”, Türk Yurdu, C: 8, S: 7 (353), Ağustos 1987, s. 11-15.

Bozgöz, Aziz, “Avrupa’daki Sosyal Gelişmeler Karşısında Genç Gaspıralı’nın Düşünceleri”, Emel, C: 1, S: 6, Eylül 1961, s. 7-9.

Caferoğlu, Ahmet, “İsmail Bey Gasprinski”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, S: 16, Nisan 1933, s. 165-169.

Deliorman, Altan, “İsmail Gaspıralı ve Tercüman Gazetesi”, Türk Kültürü, C: 6, S: 69, Temmuz 1968, s. 53-58.

Devlet, Nadir, “Dünde ve Bugünde İsmail Bey Gaspıralı”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 285-289.

Devlet, Nadir, “İsmail Gaspıralı Sovyetler Birliği’nde Ancak 60 Yıl Sonra Aklanabildi”, Türk Kültürü, C: 29, S: 39, Temmuz 1991, s. 424-429.

Elçin, Şükrü, “İsmail Gaspıralı, Eğitim ve Öğretim Problemleri”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 275-279.

Eraslan, Cezmi, “Türk Dünyası’nda Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey”, Türk Dünyası Araştırmaları, S: 57, Aralık 1988, s. 190-192.

Ercilasun, Ahmet Bican, “İsmail Gaspıralı’nın Fikirleri”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 329-336.

Ertem, İnci, “Dedem İsmail Gaspıralı”, Türk Kültürü, Yıl: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 325-328.

Gökbilgin, M. Tayyip, “İsmail Gaspıralı 1851-1914”, Bilgi Dergisi, S: 67, 1952.

Göksan, Ayhan, “Gaspıralı İsmail Bey ve Usul-i Ceditçiliği”, Türk Kültürü, Yıl: 2, S: 18, Nisan 1964, s. 126-129.

Göksan, Ayhan, “Gaspıralı İsmail Bey”, Türk Kültürü, Yıl: 2, S: 23, Eylül 1964, s. 23-30.

Gülensoy, Tuncer, “İsmail Gaspıralı ve Anadolu Türklüğü”, Türk Kültürü, Yıl: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 321-324.

Hablemitoğlu, Necip, “Gaspıralı İsmail Bey ve Çarlık Rusyası Hükümetleri”, Kırım, C: 5, S: 19, Nisan-Mayıs-Haziran 1997.

Hablemitoğlu, Necip, “Tercüman’ın Doğuş ve Kapanış Evreleri”, Kırım, C: 5, S: 17, Ekim-Kasım-Aralık 1996.

Hanoğlu, Recai H., “Kırım Edebiyatı, Halk Edebiyatı, Tercüman ve Zamanımız Edebiyatı Devirleri”, Emel, S: 13, 1962, s. 19-21.

Hasmehmetli, Halil, “İsmail Bey Gasprinski’ye Ait Bir Hatıra”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, C: 2, S: 16, 1933, s. 162-164.

Hazbiyeviç, Selim, “İsmail Gaspıralı, Pantürkizm ve Polonya İle Münasebeti”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 316-318.

İzidinoviç, Sabri Osmanoviç, “İsmail Gaspıralı ve Kırım Türkleri”, Türk Kültürü, C: 291, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 280-284.

Kafalı, Mustafa, “İsmail Gaspıralı’nın Yayımcılığı ve Gazeteciliği”, Türk Kültürü, C: 291, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 302-307.

Kafalı, Sevgi, “I. Milletlerarası İsmail Gaspıralı Konferansı ve Kırım Tatar Kültür Haftası”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 267-271.

Kafalı, Sevgi, “İsmail Bey Gaspıralı’nın Fikir Dünyası ve Batı Türklüğü”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 290-301.

Kaplan, Mehmet, “Gaspıralı İsmail’in Avrupa Medeniyeti, Sosyalizm ve İslamiyet Hakkındaki Eseri (Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene, İstanbul 1302)”, Türk Kültürü, C: 15, S: 180, Ekim 1977, s. 1-17.

Kara, Polat, “Kırım Güneşi (İsmail Gaspıralı)”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, C: 5, S: 57, Eylül 1991, s. 38-44.

Karatay, Zafer, “Zincirli Medrese Rus Ortodoks Kilisesinin mi Olacak?”, Türk Edebiyatı, S: 335, Eylül 2001, s. 21-22.

Kırımal, Edige, “Gaspıralı İsmail Bey”, Dergi, C: 16, S: 62, 1979, s. 60-64.

Kırımal, Edige, “İsmail Bey Gasprinski”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, C: 2, S: 16, Nisan 1933, s. 156-161.

Kırımal, Edige, “Kırım Türkleri’nin Milli Basını”, Emel, C: 1, S: 6, Eylül 1961, s. 5-6.

Kırımer, S. Cafer, “İsmail Bey Gaspirinski”, Türk Yurdu, C: 5 (25), S: 36 (230), 1930, s. 48-55.

Kırımer, S. Cafer, “Nurlu Kabirler-Gaspıralı İsmail Bey’in Kabri”, Emel, S: 15, 1963, s. 22-26.

Kırımlı, Hakan, “Gaspıralı İsmail Bey”, İslam Ansiklopedisi, C: 13, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1996, s. 392-395.

Kırımlı, Hakan, “İsmail Bey Gaspıralı, Yaş Tatarlar ve Tilde Birlik Meselesi”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 384-388.

Köseoğlu, Ahmet, “Dilara Pikeç’ten Gaspıralı İsmail’e”, Yol Kültürü, S: 5, Nisan 1999, s. 80-87.

Kuran, Ercüment, “Rusya Türklerinde Usul-i Cedit Hareketi”, Yeni Türkiye, Yıl: 3, S: 15, Mayıs-Haziran 1997, s. 338-339.

Muhtaroğlu, Vilayet, “Türk Alimlerinin Araştırmalarına Göre Gaspıralı İsmail Bey”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 355-359.

Okay, Nevin, “Esir Milletler ve İsmail Gaspıralı”, Türk Kültürü, C: 2, S: 21, Temmuz 1964, s. 12-14.

Ortaylı, Kemal, “İsmail Bey Gaspıralı Kim İdi?”, Kafkasya, S: 15, 1952, s. 13-16.

Özden, Mehmet, “Ceditçiliğin Tarihinden: Gaspıralı İsmail ve Usul-i Cedit”, Türkiye Günlüğü, S: 29, Temmuz-Ağustos 1994, s. 221-225.

Saray, Mehmet, “Gaspıralı İsmail Bey ve Türk Dünyasında Dil Birliği”, III. Uluslararası Türk Dili Kurultayı 1996, Ankara: Türk Dil Kurumu, 1999 içinde, s. 1005-1010.

Saray, Mehmet, “Gaspıralı İsmail Bey ve Türk Dünyasında Eğitim Reformu”, V. Milletlerarası Türkoloji Kongresi (İstanbul, 23-28 Eylül 1985) Tebliğler III-Türk Tarihi, C: 2, İstanbul: İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türkiyat Araştırma Merkezi Yay., 1989, s. 557-568. (FS)

Saray, Mehmet, “Gaspıralı’nın Türk Dünyası’nda Verdiği Dil ve Kültür Birliği Mücadelesi”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 305-315.

Saray, Mehmet, “Türk Dünyası’nı Uyandıran Adam: Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914)”, Emel, S: 135, 1983, s. 114-133.

Niyazi Subayev, “Mustafa Suphi ve Tercüman Gazetesi”, Akt., Fahri Solak, Tarih ve Toplum, C: 23, Sayı: 134, Şubat 1995, s. 57-58.

Tan, Nail, “Doğumunun 150. Yılında Gaspıralı İsmail Bey”, Türksoy, S: 3, Nisan 2001, s. 6-9.

Taymas, Abdullah Battal, “Ben Onu Gördüm (İsmail Gaspıralı Hakkında Notlar)”, Türk Kültürü, C: 6, S: 69, Temmuz 1968, s. 49-52.

Temizyürek, Fahri, “Usul-i Cedit Hareketi ve Gaspıralı İsmail Bey”, Yeni Türkiye, Yıl: 3, S: 15, Mayıs-Haziran 1997, s. 340-343.

Tural, Sadık, “Gaspıralı İsmail Bey’in Osmanlı Türkiye’sine Tesirleri”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 339-346.

Türkoğlu, İsmail, “Cedidçiler Hangi Zeminde Duruyor?”, Tarih ve Medeniyet, Yıl: 5, S: 58, Ocak 1999, s. 70-74.

Ülger, Ufuk Baykal, “Yenilikçi İsmail Gaspıralı Bey ve ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ Hedefi”, Diyanet Avrasya Kırgızistan, S: 2, 2001, s. 35-45.

Ülküsal, Müstecib, “Büyük Düşünür ve Öğretmen Gaspıralı İsmail Bey”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 347-354.

Ülküsal, Müstecib, “Gaspıralı İsmail Bey”, Emel, S: 24, Eylül-Ekim 1964, s. 2-7.

Ülküsal, Müstecib, “İnkılapçı İsmail Gaspıralı ve Eleştiriler”, Emel, S: 108, Eylül-Ekim 1978, s. 1-8.

Yalçınkaya, Alaeddin, “Cedidçiler’in Bilinmeyen Yönleri”, Tarih ve Medeniyet, Yıl: 5, S: 55, Ekim 1998, s. 26-31.

Yalçınkaya, Alaeddin, “Cedid-Kadim Konusuna Duygusallıktan Uzak ve İlmî Yaklaşalım”, Tarih ve Medeniyet, Yıl: 5, S: 60, Mart 1999, s. 56-59.

Yüksel, Zühal, “Gaspıralı İsmail Bey’in Anadolu Türklüğü’ne Tesirleri”, Türk Kültürü, C: 29, S: 337-338, Mayıs-Haziran 1991, s. 378-383.

Yüksel, Zühal, “Gaspıralı ve Dil Birliği”, Türk Edebiyatı, S: 335, Eylül 2001, s. 16-20.


[1] Cafer Seydahmet Kırımer, Gaspıralı İsmail Bey, 2.b., Haz., Ramazan Bakkal, İstanbul: Avrasya Bir Vakfı Yay., 1996, s. 16.

[2] Hakan Kırımlı, İsmail Bey Gaspıralı, Ankara: Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay., 2001, s. 5.

[3] Kırımer, a.g.e., s. 17-18.

[4] Kırımlı, a.g.e., s. 6.

[5] Kırımer, a.g.e., s. 25-27.

[6] Kırımer, a.g.e., s. 26.

[7] Nadir Devlet, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), 2.b., Ankara: TTK, 1999, s. 190.

[8] Hakan Kırımlı, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik ve Milli Hareketler (1905-1916), Ankara: TTK, 1996, s. 39.

[9] Kırımlı (1996), s. 40.

[10] Devlet, a.g.e., s. 19 ve 189.

[11] Devlet, a.g.e., s. 18-19.

[12] Devlet, a.g.e., s. 189; Ayrıca bkz. Adil Hikmet Bey, Asya’da Beş Türk, Haz., Yusuf Gedikli, İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1998, s. 109.

[13] Azade-Ayşe Rorlich, Volga Tatarları, Çev., Mehmet Süreyya Er, İstanbul: İletişim Yay., 2000, s. 125.

[14] Kırımlı (2001), s. 21.

[15] Devlet, a.g.e., s. 191.

[16] Devlet, a.g.e., s. 191.

[17] Bkz. Fahri Solak, “Türkistan ve Kafkasya İle İlgili Türkiye’de Yapılan Tezler Bibliyografyası”, Akademik Araştırmalar, Yıl: 2, S: 6, Ağustos-Ekim 2000, s. 161-247.

[18] Yavuz Akpınar, “Gaspıralı’nın Külliyatını Neşre Hazırlamada Karşılaşılan Zorluklar”, Türk Edebiyatı, S: 335, Eylül 2001, s. 13.

[19] Geniş bilgi için bkz. Akpınar, a.g.m., s. 12-15.

[20] Söz konusu çalışmaların dökümü için bkz. www.ismailgaspirali.org

[21] Seitgazı Gafarov, “Terciman Gazetasında Basılgan Esas Materiallarnın Kıska Bibliografiyası”, Yıldız, 1989/4, s. 130-144.

Fotoğraflar : Cenazesi

Cenaze
cenaze1.jpg: 1Gaspıralı İsmail Bey’in aziz naaşı, Bahçesaray’daki
evinin avlusundan kalabalığın omuzlarında çıkarılırken
(12 Eylül 1914)
cenaze2.jpg: 2İsmail Bey Gaspıralı’nın cenaze töreni.
cenaze3.jpg: 3İsmail Bey Gaspıralı’nın cenaze töreni. cenaze4.jpg: 4Tercüman kadrosundan merhuma son ihtiram.
mezar1.jpg: 5İsmail Bey Gaspıralı’nın mezarı (30’lu yıllar) mezar2.jpg: 6İsmail Bey Gaspıralı’nın mezarı (Temmuz 2000)

Fotoğraflar : Kendi Fotoğrafları

Gaspıralı İsmail Bey
gasp92.jpg: 8İsmail Bey, 1892 senesi.

gasp69.jpg: 1Gaspıralı İsmail Bey’in Yalta’da öğretmenlik yaptığı
dönemde, 1869’da çektirdiği bir fotoğrafı.
gasp72.jpg: 2İsmail Bey Gaspıralı Paris’te iken, 1872.
office.jpg: 3İsmail Bey Gaspıralı ofisinde iken. friends.jpg: 4Soldan, İsmail Bey Gaspıralı,
Hasan Bey Zerdabi Melik ve Av. Ali Merdan Topçubaşı…
gurzuf.jpg: 5İsmail Bey Gaspıralı ve Yusuf Akçura,
Gurzuf, Kırım.
akcura.jpg: 6İsmail Bey Gaspıralı ve Yusuf Akçura,
Gurzuf, Kırım.
gaspirali.jpg: 7

İsmail Bey Gaspıralı’nın yağlı boya portresi.

Fotoğraflar : Emel Türk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Fotoğraf Arşivi

Fotoğraflar : Ailesi

Ailesi
1890 yılına ait bu fotoğrafta, soldan: Zühre Hanım,

Gaspıralı İsmail Bey ve Fatma Hanım ile Rıfat ve Şefika Gaspıralı…

Gaspıralı İsmail Bey’in eşi Zühre Hanım’a

ait bir çocukluk fotoğrafı.


Şefika Gaspıralı’nın annesi Zühre
Hanım’ın evlilik dönemine ait fotoğrafı.
RifatGspr.jpg: 3
Şefika Gaspıralı’nın ağabeyi
Rıfat Gaspıralı.
DrHaydarGspr.jpg: 4
Şefika Gaspıralı’nın erkek
kardeşi Dr. Haydar Gaspıralı
aile2.jpg: 5
1912’de Bahçesaray’da Gaspıralı ailesinin
koruluğunda çekilen bu fotoğrafta, soldan
itibaren: Haydar Gaspıralı, Şefika Hanım,
Gaspıralı’nın kızkardeşi Zeyneb Hanım ve
eniştesi Adil Efendi (Yediler), Şefika Hanım’ın
oğlu Niyazi, Gaspıralı İsmail Bey ve kucağında torunu
Zöhre, arkasında kızı Nigâr ve Mustafa (yeğeni).
aile3.jpg: 6
Gaspıralı İsmail Bey’in yakın dost ve misafirleri ile
çekilmiş bir fotoğrafı… Mevcut fotoğraflarda kesinlikle
“haremlik-selamlık” ayrımı bulunmuyor ve karelerde
mutlaka eşler-anneler de erkeklerle birlikte yer alıyor.
(Şefika Gaspıralı sağ başta)
NigarGspr.jpg: 7
Şefika Gaspıralı’nın kızkardeşi Nigâr Hanım
(sol başta), yakın arkadaşları Leyla ve Meryem
Bulutçuk kardeşlerle birlikte.
SfkGspr.jpg: 8
Yıl:1896…Bahçesaray Polis Müdürü Ukrayna
asıllı Aleksandr Grigoryev İvanenko’nun küçük
kızı Olga’nın yaşgünü partisine katılanlar…
Şefika Gaspıralı en öndeki çocuklardan soldan ikinci
(siyah kıyafetli), arkasındaki siyah kıyafetli hanım ise
Ukraynalı öğretmen Ekaterina Vasilevna.
NasipY.jpg: 9
Şefika Gaspıralı’nın eşi ve Azerbaycan
Cumhuriyeti Başbakanı Nasip Yusufbeyli
SefikaGspr.jpg: 91
Şefika Gaspıralı’nın 85 yaşında iken
çekilmiş bir fotoğrafı..

Fotoğraflar : Emel Türk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Fotoğraf Arşivi

“İSMAİL BEY GASPIRALI VE DÜNYA MÜSLÜMANLARI KONGRESİ”


Zafer Karatay

Hazırlayanlar : Doç. Dr. Hakan KIRIMLI , Yrd. Doç. Dr. İsmail TÜRKOĞLU

TOKYO 2002, Islamic Area Studies Project, Central Asian Research Series No :4

Değerli bilim adamları Doç. Dr. Hakan KIRIMLI (Bilkent Unv.) ve Yrd.Doç.Dr.İsmail TÜRKOĞLU (Marmara Ünv.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Md.Yrd.) İsmail Bey Gaspıralı’nın çok önemli bir teşebbüsü olan “Dünya Müslümanları Kongresi” hakkındaki bulunabilen bütün belgeleri ve kaynakları bir araya getirerek neşrettikleri bu eserle, İsmail Bey Gaspıralı hakkında yapılan çalışmalara çok önemli bir katkı sağlamışlar.

Müelliflerin “Önsöz”de de belirtikleri gibi Gaspıralı 1907-1911 yılları arasında toplanması için gayret sarfettiği “Dünya Müslümanları Kongresi” gerçekleşememişti…
83 sayfa hacmindeki kitabın içeriği şöyledir.

1.İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslüman Kongresi hakkındaki “nedve” isimli makalesinin transkripsiyonu
2.İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslüman Kongresi ile ilgili olarak Osmanlı padişahı II.Abdülhamit’e hitaben
yazdığı mektubu (Faksimile ve transkripsiyonu)
3.Müslüman Kongresi ile ilgili Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan bir belge (Faksimile ve transkripsiyonu)
4.İsmail Bey Gaspıralı’nın Müslüman Kongresi Mutemer-i İslam-i Amm isimli eserinin transkripsiyonu
5.İsmail Gaspıralı’nın Mutemer-i İslam-i Amm , Bahçesaray,1909 (faksimile)
6.”Müslüman Kongresi”nin Arapça nizamnamesi
7.İsmael Hamet “Le Congres musulman universal” Revue du Monde Musulman, No.1, January 1908,pp 100-107 (faksimile)
8.”Statuts du Congres musulman universal” Revue du Monde Musulman, No.2, February,1908,pp.399-403 (faksimile)

Medrese Meselesi (2)

İsmail Gaspıralı


Medreseleri yahşırak ve yani bir usûle getirmek için hâl-i hâzıralarına dikkat etmek lâzımdır. Medreselerde her bir hücre ve odanın talebesi ayrıca bir cem’iyet olarak aş su ve şâir levazımını özi tedârik eder bundan ötrü günün büyük bir kısmı ağaç kesmek aş ve nân bakmak semâver koymak gibi zarûr işler ile geçer. Ba’zı vilâyetlerde bir hücrede on beş talebe ikâmet eder; ba’zı yerlerde büyük bir bölme perdeler ile iki ya üç dâ’ire dilip her dâ’irede beş on tâlibü’l-‘ilm ikâmet eder. Ekser hücreler sıhhat-i beden için lâzım mikdâr ziya ve hava almaz.

Talebenin büyükleri müderris efendiden ders alırlar; mübtedîler büyüklerden okurlar. Müderris efendiler dersten mâ’ada hitabet ya imamet ile meşguldür; idareleri ya’ni ma’âşlıkları ekser azdır; yeterlik değildir. Vakfı olan medrese azdır. Bu hâlde medreselerde senevi ancak altı ay kadar ders olunuyor; altı ay talebe medrese hâricinde bulunup kışlık rızkını tedârik edip cürer. Bunları herkes ‘öşürden sadakadan bakar. Güz ahiri ya kış başı bunlar medreselerine cem’ olup her biri birer mikdâr un, et, may ve bir mikdâr akçe peyda edip gelirler. Bunun ile ma’îşet ederler.

Talebenin hâl ve derslerine muntazam bir nezâret ve dikkat edilmiyor; bilip bilmediği imtihan ile ta’yîn olunmuyor; derece-i ‘ilmi ve tahsili teftîş ve imtihan ile ölçenmeyip “sene” ile kararlanıyor. “Bu softa filân filân fenlerden ve kitaplardan imtihan berdi.” denilmeyip “filân kadar sene medresede yattı” demek ile ‘ilm ve kemâlât ta’yîn olunuyor.

Tahsilde lisân-ı ‘Arap, fıkıh ve ‘akâ’id fenlerinden mâ’ada ders edilmiyor; ana dilinde, kitabet ve hüsn-i hatta cüz’î bir sa’y görülmüyor bunlara dikkat olunmuyor. Küllî müşkilâta daha bir müşkilât olmak üzere ba’zı medreselerde ‘ Arabî dersleri lisân-ı Farisî ile beyân olunuyor. Ana dilimizde ders edildiği hâlde pek ağır olan ‘Arabî dersleri Farisî ile söylenip daha müşkil bir tarza koyuluyor.

Bu hâller ile tahsîl-i ‘ilm ve terakki olur mu? Evet olamaz senede altı ay günde üç sâ’at bilâ-nezâret bilâimtihân bilâ-nizâm ve intizam tahsil evet on beş yirmi seneler ‘ömür ister ve bunca ‘ömrü aldıktan son ne lisân-ı ‘Arabî bize mal eder, ne lisân-ı Türkîde kemâlât verir. Çok garip ve ta’accüptür ki bu hâller ile dahi üç beş ‘ulemâ yetişiyor, lâkin ekserin yalnız nâmı ve kıyafeti “molla”dır. Şâyân-ı teessüf budur. Bu ‘asrın ehl-i İslâmı tedennide bulunduğu; ekser insanların fehmsizliği nihayet derecelere bardığı medrese tahsili derece-i lâzımede olmadığındandır.

Fünûn ve kemâlât-ı cedide tursun; bunlardan bahs etmiyoruz; fünûn ve edebiyât-ı ‘atika-i ‘Arabî tahsîl olunmuyor; eğer medreselerde fünûn ve edebiyât-ı ‘Arabî lâzımınca tahsîl edilse; lisân-ı ‘Arapta mevcut edebî fennî ve siyâsî asâr-ı mu’tebere gözden geçirilse ‘ulemâmızın hâli ve milletin fehm ve basîreti ileride olur idi. Cümleden biri meselâ “Mu-kaddime-i Tarih-i İbn-i Haldun” mutâla’ası deryâlarca fehm ve fikr berir idi, lâkin İbn-i Haldun’ı okumak için lisân-ı ‘Arabîyi bilmek gerek; bu lisân ise neçik bilinsin ki elifbası makamında olan “sarf ve nahv” tahsiline on sene ‘ömür gidiyor. Bu hâlde evet Farabî’nin, İbn-i Sina’nın, Gazalî’nin, İbn-i Haldun’un ve sâ’ir meşâhirin ‘asarı mütrek kalıyor. Meyl-i ‘avam dünyâmızı berbâd ediyor.

Çâre ne? Islâhat-ı mülâhaza ve gayrettir.

Bugünde tahsîli arttırmak, meydânlaştırmak hîç mümkin değildir, lâkin bir hayli ıslâhat icra etmek mümkindir zannederiz. En ibtidâsında dokuz ay tahsîl ‘âdet edilmeli; ikinci, talebeyi aş, su, çay tedârikinden kurtarıp her gün sekiz dokuz sâ’at ders ile mesul etmeli; üçüncü- medrese ve hücrelerin meydanlığı müsâ’ide ettiği kadar talebe cıyıp bunları rahat etmeli; Tatar oğlu cidar deyi tuzlu balık şekilli dizip koymamalı; dördüncü- talebenin aşını, suyunu, çayını hazırlap bermeli. Sınıf sınıf edip ders bakmak için iki üç mümeyyiz ve molla softalara emânet edip bunlar talebenin ve medresenin her hâline dikkat ve nezâret kılmalı ve derslerde medrese mu’âvin ve senede bir imtihân olmalı; beşinci- her medresede bir aşçı ve bir hizmetçi bulundurmalı; bunlar aş ve çay ve sâ’ir hizmet ile meşgul olmalı. Altıncı- müderris efendiler imamlık ve hatîplik gibi me’mûriyetlerden azâd olunup ma’îşetlerine kâfi idare ta’yîn ya vakf edilmeli; yedinci- ders vermekte, usûl-i fikr ve mülâhaza olunup ana dilimizde okumak yazmak ve ‘ilm-i hesaba biraz ziyâde yol vermeli. Haftada bir iki gün ‘Arapça tekellüm olunacak günler medresede şâir dil ile söyleşmek memnu’ edilmeli; sekizinci- cümle talebenin ders ve aş ve istirahat sâ’atleri ta’yîn olunup sınıf sınıf cümlesi birden derste ve aşta bulunmalı.

Bu gibi ya buna uşar tertibat ile seneden “üç ay” ve günlerden “üçer” sâ’at kesb edilse on senelik dersler beş senede hâsıl olacağı der-kârdır. Daha ziyâde ıslâhat ba’de fikr olunur.

Usûl-i hâzırada üç beş talebe bir olup bir kazan ve bir semâver isti’mâl ediyorlar. Medresede on hücre bar ise on kazan kaynıyor, yirmi talebe bunlara me’mûr oluyor. Medresede mevcûd meselâ elli altmış talebe koşulup bir kazan kaynatmaya ittifak etseler hâsıl olan bereketler hemen bir aşçı tutacak kadar fâ’ide hâsıl olur. Büyük talebeler nöbet ile kilere ve aşhaneye nezâret edebilirler. Her hâlde elli altmış talebe koşulup bir aşçı ile bir hizmetçi tutmaya çâre bulurlar. Ancak talebeye ‘öşür, zükût ve sadaka berecek hamiyetmendân vereceğini ka-aldırmayıp üç ayda yazda vermeli ki talebe sentabr başında medresede bulunsun.

25 Fevral (Şubat) 1894, sayı: 8.

Medrese Mes’elesi (1)

İsmail Gaspıralı


Medrese-i îslâmiyelerde ‘ulûm-ı dîniyeden mâ’ada fünûn-ı cedîde tahsîli ‘âdet edilse fâ’ideden hâli olmayacağı geçen bir nüshamızda Trabzon vilâyetinden alınıp kısmen dere edilmiş bir mektupta arzu edilmiş idi. Bu mes’ele ‘indimizde en büyük ‘ad olunan bir mes’eledir. 1881 senesi elimize ibtidâ kalem aldığımızda bu mes’eleye dâ’ir mahsûs bir risale neşr etmiş idik.

 

Târîh-i İslama nazar edildikçe hilâfet-i Abbâsiye zamanında Azya, Afrika ve Endülüs medreselerinde ‘ulûm-ı dîniyeden mâ’ada târîh, hendese, hikmet-i tabî’iye, felsefe ve hatta ‘ilm-i tıp tedris ve tahsîl edildiği görülür. Bu sayede ‘ulûm ve ma’ârif en yukarı tabakalardan ta köylüler arasına kadar bir derecede intişâr olunmakta idi. Mezkûr medreselerde yetişen “ulemâ” mü-nevverü’l-efkâr olup her cihette isti’dât ve kemâlât gösteriyor idi. Gazalîler, İbn-i Sinalar, İbn-i Rüşdler, Farabîler mezkûr medreselerin mahsulü idi.

Moğol tahribatından biraz daha evvelce zarar ‘ad edilip terk edilmiş fünûn ve ‘akliyatın fıkdanı ‘âlem-i îslâmiyeti en ziyâde kederlendirmiş hâllerdendir ve hâlâ pek çok kıt’aları hâb-ı gaflette bırakan ‘ulemâ-yı İslâmın ma’lûmâtsızlığıdır ve bu da medrese-i İslâmiyelerin usulsüz bir hâlde devam ettiklerindendir.

Bir düşünülsün: Meselâ Kaşgar’da ve yâki Afrika içi Burno’da medreseler de var, ‘ulemâ da var; ancak ne okuyorlar ve ne biliyorlar su’âline en ağır bir cevâp vermek lâzım gelir.

İslâm kaptanları bir direkli kayıklar ile bir taraftan bahr-i Atlantik’e kadar diğer tarafından Çin ve Muhît-i kebîr adalarına kadar gittikleri, dünyânın yolsuz zamanında tüccâr-ı İslâmın bilâ-tereddüt en uzak kıt’alara daldıkları, emti’a-i İslâmînin her tarafta mu’teber olduğu, seyyahlarımızın, vâ’izlerimizin cenubun en sıcak ve şimalin en soğuk yerlerine kadar vardıkları ve ‘umûm ahâlide efkâr-ı terakkî ve dirilik görüldüğü medrese-i îslâmiyelerin vaktiyle kalb-i ‘umûmîye saçtıkları ma’lûmât ve ziya sayesinde meydana gelmiş idi.

Medrese-i İslâmiyelerde ‘ulûm-ı diniye ile beraber ‘ulûm-ı ‘akliye ve ma’îşiye tedris edildikte efkârlı ve ma’lûmâtlı ‘ulemâ hükümet merkezleri olan şehirlerde bulunduğu gibi her köyde biri ikisi bulunuyor idi. Her mahallenin her karyenin bir imâmı olmak lâzım geldiği hâlde şu imâm gördüğü tahsilin netîcesi olarak hem “bir “âlim” hem bir “ehl-i kemâl”, idi. Mahalle cemâ’atinin ‘ibâdetine riyaset ettiğinden mâ’ada tevsî’-i ma’lûmâtına, ikdam ve terakkisine hadim olabiliyorlar idi…. >şimdi? Şimdi ne olduğunu söylemeye pek de hacet yoktur; daha iyisi ne yapmak lâzım olduğuna bakalım.

Medrese-i İslâmiyelerin cedvel-i tahsilleri ve usûl-i idareleri ve talebenin sûret-i ma’îşeti ıslâh edilmek lüzumunu göstermek için Avrupa’nın ve hatta memâlik-i şarkiyede sakin Ermeni Rum, Bulgar ve sâ’irlerin bu yolda ettikleri ikdam ve tedâbirin beyânından sarf-ı nazar yalnız patrikhane mekteplerinin programına bir göz edilip yetiştirdikleri papazların ma’lûmâtına dikkat edilir ise mükemmel programlı mektep-i milliyenin ne kadar büyük iş gördüğü anlaşılmış olur.

1881’de neşr ettiğim risâlde yazdığım üzre ‘umûm medreseler taht-ı nezârete alınıp talebe dinlendirilmeyip senede on ay tahsilde bulunmalıdır. Sarf ve nahv-i ‘Arabî dersleri sühûletli bir tarza konulmalıdır; talebe sınıf sınıf edilip imtihansız aşağıdan yukarı derse geçirilmemelidir; her medresede iki ve mümkün olur ise üç müderris bulundurmalı ki bunların biri lisân ve edebiyât-ı Türkîden ve hesaptan ders vermeli.

îbtidâ-yı hâlde her vilâyette bir “medrese-i ‘âliye” te’sîs etmeli ki bu medreseye gelen talebe lisân ve kavâ’id-i ‘Arabiyeyi ve Türkîyi bilip ve bir derece fıkıhtan, âkâ’id ve tefsirden ma’lûmâtı olmalı. Medrese-i ‘âliyeden ‘ulûm-ı ‘Arabiyenin ilerisi, edebiyât-ı ‘Arabiye, mantık, ‘ilm-i hesap, coğrafya, târîh, hikmet-i tabî’iye, usûl-i tedris, nizâmât-ı mülkiye ve ‘ilm-i servet tahsîl edilmeli. Huddâm, vâ’iz, nâ’ib, kadı, mu’allim-i mekteb-i sıbyân olmak isteyen efendiler “medrese-i ‘âliye”den çıkma olmalı.

Bu hâlde yavaş yavaş zıyâ-yı ma’ârif en çet karyelere kadar ve efkâr-ı terakkî en yüksek dağlara, en derin vadilere kadar gider.

Yersiz ta’assup kalkar; görenek vebası köterilir; “neme lâzım” durgunluğu ikdama yer verir; milletin fikri ve eli ayağı harekete gelir ve eski terakkîmiz yeni tarzda tecdîd eder.

Medreseleri ıslâh ve her vilâyette birer medrese-i ‘âliye etmek için pek büyük para lâzım olmaz.

(7 R. Evvel 1314 (4 Ağustos 1896) Sayı:30’un ilâvesi

LİSÂN MES’ELESİ

İsmail Gaspıralı


İzmir’de “İzmir” namında neşr olunan yeni ve güzel gazetenin bir nüshasında “umûm-ı üdebâmıza bir ihtar” ser-levhasıyla bir bent okuduk.

“Türk, ‘Arap, ‘Acem lisân-ı edebîlerinin hey’et-i mecmu’asından mürekkep enmüzec-i bediî” olan Osmanlı lisânının kısm-ı edebîsini nazar-ı tedkîkden geçirecek olur isek en evvel nazar-ı dikkatimizi -tenâfür- bahsi celp eder ki o bahisde de üdebâmızın isti’mâllerini şiddetle men’ etmekte oldukları “istasyon, konsültasyon, sikovastra, kart dö vizit, vapur, şimendöfer, kongre, konferans” gibi soğuk ve mütenâfir kelimeler; görür ve şu hâlin gitgide tekessür ederek lisânımızın teferrukuna bâ’is olacağını anlarız. Dünyâda insanların her türlü menâfi’ine mâni’ olan şey’i neş’et-i lisân maddesinden ‘ibaret olup bir kavmin bâ’is-i terakkisi olan şey’i de o kavmin efradının his ve lisânda ittihadlarıdır.” demişler. Pek doğru söylemişler.

Bugün ‘Araplarda Fransız ve İngiliz ve sâ’ir lisânlardan kendi lisânlarına karışmak isteyen kelimeleri der-‘akab yakalayıp mukabillerini bulup lisânlarından tard ediyorlar, “vapur”u görür görmez “bahre” nâmını veriyorlar. “Kart dö vizit”i işitir işitmez batakate’z-ziyâre nâmını çıkarıyorlar.

Şimdi bunu biz de yapmalıyız. Hatta şimdiye kadar yapmadığımız kabahattir.

İşte biz bugün üdebâmızı bu hizmet-i lisâniyeye da’vet ediyoruz.

“Tercüman”

Bu da pek doğrudur ve da’vet de güzel da’vettir.

‘Osmanlı lisânını sadeleştirmek aslı “Türkî” olan bu lisânı oldukça “Türkleştirmek” demektir; bundan matlap ise edebiyattan milleti ya’ni Türkleri müstefîd etmektir. Garp dillerinden dilimize karışmak isteyen kelimelerin mukabilini bulup kullanmak ve mukabilini bulamayıp kabul ettiklerimizi kavâ’id ve tabî’at-ı Türkîye tabîk edip kullanmak lâzım geldiği gibi ‘Arap’tan, Fars’tan kabul ettiklerimizi dahi böyle etmelidir. Türkçesi bulunan bir kelime yerine diğer bir lisânın kelimesini isti’mâl etmek cinâyet-i edebiyedir.

Lisân en ibtidâ’ “kavmî” olmalıdır ki herkes anlayabilsin. Lisânın yaraşığım letafetini ikinci derecede tutmalıdır. Bu hakîkati ben demiyorum hâl ile “Türkler” söylüyorlar. Mizân-ı edebiyeden beş paralık kıymeti olmayan bilmem nerede basılıp çıkan “Âşık Garip’ler, “Şah İsma’il”ler, “Köroğlu”lar, “Kerem”ler Edirne’den Bursa’dan başlayıp ta Azerbaycan, Horasan ve Kaşgar Türklerine kadar münteşir olduğu hâlde ma’lum edebîlerin yazdıkları eserler; o meşhur şâ’irlerin “idi” ile “dedfden mâ’ada Türkçesi olmayan ateşli şiirleri Türklere kapalı kalıyor!

Diyorlarki Türk lisânında nâzik ahvâl ve hissiyât-ı ruhaniye ifâdesine lâzım kelimeler bulunmuyor; binâenaleyh terkîb-i ‘Arabî ve Farisî olmadıkça lisân da lisân olmuyor. Belki böyledir, ama hâlâ bu zamana kadar Türk diline mahsûs bir lügatimiz olmadığı hâlde bu kadar kestirici bir hüküm etmeye hakkımız yoktur zann ederim; Türkçe’yi mükemmel bilen kimdir?

Türkçesi bulunmadı da onun için mi “demir yola” “şimendöfer” denilmek ‘âdet edildi? Türk dili aranılır ise; tahsîli lâzım görülür ise şimdi zann olunduğundan ziyâde zengin olduğu anlaşılır ümidindeyim.

Türk dili Türkçe olmalıdır; ‘Osmanlılar ise âl-i ‘Osman devletine mensup akvama hâkim olan ‘Osmanlı Türkleridir.

*

“Servet-i Finûn” gazetesinin 680. inci numrasında ‘A. Nadir beyin şâyân-ı dikkat musâhabe-i edebiyesi derc edilmiştir. “Ma’ârif-i edebiyemize hizmet için ne yapmalıyız?” su’alini edip cevâp vermeye çalışıyorlar, fakat yazdıkları güzel mülâhazalar “Ne yazmalıyız”dan ziyâde “Nasıl yazmalıyız” su’âline daha muvafıktır zannederiz.

Ne yazmalıyız? su’âline cevaben akvâm-ı ‘Osmaniye’nin ve ba-husûs ‘Osmanlı Türklerinin ma’lûmâtını tevesü’, efkârını işlek ve ‘âlî edecek şeyler yazmalıyız ve nasıl yazmalıyız? Su’âl ekseriyetin okup anlayabileceği bir tarzda ya’ni sade olarak yazmalıyız desek olmaz mı ‘acaba?

‘A. Nâdir bey böyle zannetmiyor. Lisân-ı ‘Osmaniye’yi sadeleştirmek nerede kaldı ki öz Türkîye ile şiir söylemek mümkün olamaz…. “Çünki lisânımız Türkçe değil, “Osmânlıcadır.” diyor.

Hîç işitmediğimiz bir şey bu idi, işittik.

Şinâsi’den evvel yazı yazan ‘Osmanlı Türkleri bugün de herkesçe kullanılan “Osmânlıca”yı ve meselâ Şemseddin Sami beyin ve Ahmed Midhat efendinin “sade” dil ile yazdıkları edebî ve fennî makaleleri görseler ‘Osmanlıca’dır demezler idi. Tamâm bunlar gibi zamanımızda dahi “kûre-i kalemiye”ye tâbi’ olanların “Türkçe güzel şiir yazılmaz” “terkîb-i’ Arabîsiz ve Farisîsiz lisanımız dönmez.” zannettikleri tabî’îdir.

Şîve-i ‘Osmâniyeyi sadeleştirmek lisân-ı Türkî’yi ilerletmek mes’elesinin ehemmiyet-i edebîyesinden mâ’ada daha büyük ehemmiyet-i siyâsiyesi vardır. Yazının yalnız güzelliği aranılmamak daha ziyâde “umûmî”liği matlap edilmelidir.

En eski ‘Osmanlı olan “Türklerden” mâ’ada devlet-i ‘Osmâniyeye tâbi’ bunca akvâm-ı sâ’ire vardır ki bunların lisân-ı hâkimeyi tahsilleri farzdır, halbuki bu farzın edası için uzun senelerce ‘Arabistan çöllerinde ve İran gül bağçelerinde dolanmak lâzım olur ise iş bozulur……

14 R. Ahir 1314 (11 Ağustos 1896) sayı: 31-1

Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene


İsmail Gaspıralı

Mukaddeme

Zamanımızda Avrupa medeniyeti dünyanın her tarafında intişar yolundadır. Zamanımızdaki hayli memâlik-i îslâmiyede, medeniyet-i garbiye arzusunda bulunup, tarîk-i terakkiye girmiştir. Zamanımızdaki İslâmlar arasında malumatlı adamlar çoğalmakta olup intişâr-ı medeniyet zımnında teşvikât artmaktadır. Bu medeniyeti mu’ayene ve muvâzene etmek ve ne olduğunu bilmek en lâzım şeylerdir, değil mi?

Bahusus bu medeniyete İslâmlar dikkat etmeli ki, din-i islâm menba’-ı medeniyet ise de, Avrupa medeniyeti ile imtizacı nasıl olacak? Bu Avrupa medeniyeti umûmî bir medeniyet mi?

İslav kavminin pan-slavist efkârlısı Avrupa medeniyetini İslav kavmine her cihetten muvafık efkâr olmadığını ilân ediyorlar.

İslav’lara her cihetten muvâfık-ı meram ü efkâr olmayan medeniyet, İslâmlarca daha ziyâde tehlikeli olacağı hesap olunmaz mı? İşte bundan böyle bu müzakereye lüzum görülmüştür. Efkârım hal olunmuş bir meseleyi meydana koymak değil, acizlerinin bu kadar kuvveti yoktur. Velâkin mühim bir meseleyi az mı, çok mu müzâkereye düşürmek elimizden gelir ise, kendimizce büyük bir hizmet hesap ediniz.

Müzâkere

Avrupa medeniyeti veya ki diğer tabir ile Hristiyan medeniyeti namıyla ma’rûf olan suret-i ma’işet, nev’-i benî beşer için umûmî bir medeniyet mi ? Akvam ve zamanlar için bir kaide-i külliye rni? Akıl, fikir, feraset ve ahlak-ı insaniyenin son sözü meyve-i neticesi bu medeniyet mi? Avrupalıların i’tikadına göre- evet budur. Bunların itikadına göre bu medeniyet cümle âlemi ve akvâm-ı muhtelifeyi daire-i ziyadârına celp ve tâbi’ edecek bir kuvvet ve suret-i ma’işet imiş.. Şöyle ki Avrupa’nın ehl-i tarihi – ehl-i siyaseti ve ekser üdebâsı medeniyet-i hazıraya şu gözden bakdıklarından mâ’ada ehl-i ticareti ve bunların önünde, bazı peşinden düşüp hareket eden top ve tüfeng ve süngi erbabı dahi bu i’tikadın da’vasındadır! İngiliz bezleri, Fransız şarapları, Nemse biraları Avrupa haricinde her ne tarafa nakl olunurlar ise hep intişar-ı medeniyet zımnında nakl olundukları gibi Hind’de, Çin’de, Afrika’da, Amerika’da top fitilleyen nefer, medeniyet ve şeref ve ikbal-i insaniyet uğruna ateş ve kan püskürdüğüne kafiyen i’tikad etmiştir! Şu kadar var ki Avrupa suret-i ma’işetinde bulunmayan akvâm-ı saireyi daire-i medeniyete celp ve kani etmek için hukuk-u insaniyelerini inkâra kadar kalkışıyorlar. Çünkü şu mazlumların mu’amele-i cebriyeden ve naks-ı hukukdan çekecekleri mihnet ve zahmet ileride daire-i medeniyete dahil oldukdan sonra nail olacakları saadet ile katar katar örtülecek imiş! Amma hakikat bu mudur? Avrupa medeniyeti veya ki Hristiyan medeniyeti haricinde adem oğluna rahat ve sa’adet yokmu imiş? Daha açık ‘ibare ile-şu medeniyet macib-i sa’adetmi imiş?

Dünyanın en parlak kıtasının suret-i ma’işetine karşı aksi bir zanda bulunmak her ne kadar müşkül ise de ve bir nev’ dîvânelik hesap olunabileceği dahi şüphenin hâricinde değil ise de, fikir herhalde hür olduğuna arka verip Avrupa medeniyeti mucib-i sa’adet ü medeniyet-i ahiri olamayacağını katiyen itikat etmişimdir. Eğer bu maişet bu medeniyet suret-i ahiri ise insanlar çok tâli’siz imişler! Eğer bu medeniyetten a’lâ ve parlak medeniyet meydana gelmeyecek ise-insan oğlu rahat ü kıvanç-muhabbet ü hakkaniyet görmeyecek bir mahlûk imiş!

Şu söylediğimizden mezkûr medeniyet sayesinde olan keşfiyat ü ihtira’âtın mihanika ve teknika terakkiyâtının büyük medar-ı ma’işet olduğu inkâr olunur zannı olunmasın. Hayır asrımızda demirler yağ gibi eritildiği, çelikler ağaç gibi doğratıldığı, telgraf ve telefon muhâberâta vapur ve demir yolların nakliyata ve ticarete hizmetleri ma’lûmumuzdur. Velâkin semeresi bunlar ise de Avrupa medeniyetini başlıca ve a’lâ medeniyet hesap edemiyoruz. Avrupa ve Hristiyan medeniyeti bildiğimiz doğru ise eski komedyanın taze bir perdesidir. Ya’ni yeni bir medeniyet olmayıp eski medeniyetlerin sonudur ki medeniyet-i cedide ilerdedir? Her ne kadar bu medeniyetin eskilerden neş’et ettiğini Avrupa üdebâsı inkâr etmiyor ise de Avrupa medeniyeti başlıca bir medeniyet olduğu cümlesinin kavlidir. Burasına razı olamıyorum. Yunan ve Roma medeniyetlerinde müşahede olunan esâsî Avrupa medeniyetlerine dahi esâs olmuştur. Esâs bir olduğu hâlde medeniyet diğer olamaz. Ancak rengi, örneği başka olabilir. Vâkı’â Avrupa medeniyetinin özü cedid ve başlıca değil ise de rengi, tüsü cedid olduğunu inkâr etmiyorum….

Mütala’anın ilerisine dalmazdan evvel “Medeniyet” ne olduğunu kararlaştıralım. Zaten medeni şehirli ve medeniyet şehirlilik ma’nasmada olduğu cümleye ma’lûm olup, şehirli bir insan kırda ve sahra da ikâmet eden bedevî bir insandan rahatça, selâmetçe ihtiyatlıca ve emniyetlice bir hâlde yaşayabileceğinden “medeniyet” demeden, insanların rahat-selâmet-emniyet üzere yaşamakta olan bir usul ve süret-i ma’işet olduğu istihraç olunur. Bundan böyle bir medeniyetin sayesinde insanlar ‘umûmen ne derece rahat ve emin yaşarlar ise şu medeniyetin derecesi dahi ona nispeten ileridedir.Medeniyetin parlaklığını büyük büyük köyler-kiliseler-kaleler-fabriklar ve rövelver toplar ile ölçenlerden değiliz. Medeniyetin mikyası ‘umûmun ondan istifâdesidir. Diğer ölçü kabul edemiyorum.

Mısır medeniyetinden kalmış pramıdalar, dikili taşlar bir adamın nefsine ve keyfine milyonlarla âdem oğlu esir olduğunu rivayet ederler.

Yunan ve ba’de Roma medeniyetleri devrinde bir şehre ve şu şehrin yalnız ilerisine cümle’âlem esir olup hukuktan bî-behre kaldığı görünüyor.

Sanâyi-i nefiseler felsefîyyünlar, şu’âralar ve bunca cesim ebniyeler filânlar……denilirse evet bunları inkâr etmiyorum. Yunanlıların ve Romalıların ma’işet-i insaniyeye hizmetleri olmadı demiyorum. Velâkin medeniyetlerin nakış bir medeniyet olup belki on bin ebnâ-yı cinsinin sa’y-i semeresinden bir âdem istifâde ediyor idi. On bin âdem hukuk hâricesinde rahat yüzü görmez mihnet ü hakaretler kurtulmaz bir halde tutulup biri rahatça yaşıyor idi diyorum. Ve böyle usûl ve sûret-i ma’işete hoş nazar ile hiç de bakamıyorum. Avrupa medeniyeti ise bu medeniyetlerden tevellüt etti. Bunlardan a’lâca ve parlak ise de esasen bunlar ile bir medeniyet olduğundan bunlar ki nakıs bir medeniyettir. Romalılar esir etleri ile havuzlarda beslenmiş balığa doymayıp inkıraz buldukları gibi bunların oğullan olan Avrupalılar dahi bütün ‘âlemin semeresine doyamamaktadırlar.

Velhasıl medeniyet-i hâzıra Avrupalıların dedikleri gibi yeni bir medeniyet değildir. Eski usûl-i ma’işetin âhir şeklidir. Eski bir hikâyenin âhir sahifesidir.

Bu dediğime karşı iki türlü itiraz olunabilecektir: Her ne kadar Avrupa medeniyeti eski medeniyetlerden tevellüt etmiş ise de onlarda bulunmayan bir ruh ile taze can almıştır! Bu da Hristiyanlıktır deniliyor. Evet! Avrupa medeniyeti Hristiyanlık ile yan yana devam etmiştir. Velâkin Hristiyanlık inşaların ma’işetine ve birbiri ile mu’amelesine taze bir eser te’sis edebildi mi! Etmiş ise medeniyet taze (temiz) bir medeniyet olmuş olur. Hristiyanlığın ibtidası tabi’at-ı beşere mugayir bir hayli kavâ’id-i ahlâkiyeden ibaret olup, ba’de bu kava’idi neşredenler “Kilise” beyliği teşkil edip, değil eski medeniyete taze can ve esas versinler, kendileri eskilerin kavâ’id-i ma’işetine tâbi’ oldular! Târih ve vekâyi’ şahidimdir.

Roma zadeganları yerine baronlar, şövalyeler ve şato sahipleri geldiği gibi ruhbânî yerine kilise erbabı yerleşti! ‘Umümen ise, Roma medeniyeti inkıraz bulup Avrupa’nın güya cedid medeniyeti doğduğundan hiç haberi olmadı. Yine eski hukûksuzluk, bahtsızlık, kararsız mihnet ve zahmetten ‘umûm halâs olamadı.

Âletler, usûller, örnekler tebdil oldu.Velakin netice ve semere eski hâlinde kaldı.

Bir de denilir ki – evet! Avrupa’nın medeyinet-i hâzırası nakıs bir medeniyettir. Velâkin tabi’atiyle mürûr-ı zaman ile terakkiyi fehm ve ahlâk sayesinde eski medeniyetlerden kabul etmiş olduğu ba’zı esâsları terk ederek kemâl-i revnak kesb eder… Evet! nakıs esâsları terk eder ise, cedid ve yeni esâs üzre te’sis olunur ise bu medeniyet kemâlini bulur, ama buna taze medeniyet denilir ise de, Avrupa veya ki Hristiyan medeniyeti denilmez! Bu meşhûrenin nâmı ve zamanı geçmiş olur! Benim dediğim de bu.

Çok ertelere dalmayalım. Avrupa’nın hâl-i medenisi ne idi ve şimdi nedir? Pek çok resimler ile gözlerimizi, pek çok vâki’alar ile zihnimizi bozmaya hacet görmüyorum. Avrupa’nın hangi bir tarafına bakılır ise koca bir vilâyet bir milyon ahali zulme duçar olup, bir dük ve beş baron 15 şövalye ve kırk papaza esir ve bi-hukûk hayvan gibi onlara alet ve medâr-ı ma’işet değilmi idi? Ve bu da taze medeniyete taze can veren Hristiyanlığın en parlak, en güçlü nüfuzlu zamanında değilmi idi?

Gelelim bu güne: İşbu o ve meşhur ‘asra ki, sayesinde kıt’alar aynlıp deryalar deryalara katıldı.

Gökyüzüne çatlaşmış (karışmış) dağlar açılıp insan oğluna yol verdiler. Gelelim bu ‘asra… Muradımız XIX ‘asrın tarihini yazmak değil, semerât-ı medeniyesine bir göz atmaktadır.

* * *

Buyrun ister Paris’e, ister Londan’a ister diğer bir merkez-i medeniyet olan şehrin birine fikren sayâhat edelim. Meselâ London’a varmış olalım London’da ne göreceğiz? Dağlar gibi 5-6 kat kârgir binalar mı, cesim temür köprüler mi – Yer dibinden Femza nehri altından yapılmış temür yolları mı- 5-10 bin’amele işleyen fabrikaları mı- Hükümdar sarayları gibi olan mektepleri mi- ‘Âleme umûr-ı siyâset ve ‘adalet mümûnesi hesâb olunmuş meb’ûsân-ı divanhanesi parlementoyu mu göreceğiz? Hayır. Yalnız bunlara, aşikâre âsâr-ı medeniyete dikkat eder isek, ve maişetinin içyüzüne dikkat etmez isek, bir şey anlayamayız. Ancak kudretlerine, akıllarına şaşıp kalacağız. Maişetinin içyüzüne dikkat edelim.İşte beş yüz bin liralık bir kârgir bina. Yalnız içerisini ziynetlemiş mermer, ipek, billur, çini, fafûru akçeye tebdil olunur ise, şark ticaretine büyük bir sermâye olabilir. Bu bina bir adamındır.Yer zemininden yukarısında bir familya ikâmet ediyor. Üç beş adamdan ‘ibaret bu familyanın ahşam taamından sonra sofrasına naklolunan nâdir meyvenin ve müskiratın değeri olan akçe ile memâlik-i şarkiyese on familye, on gün rahat geçinebilir! Servet böyle toplanmış; ma’şet böyle bollanmış. Bu medeniyete tâb’i olmamak mümkün mü? Şu binanın yer zemininden aşağı katına dahi bir dikkat edelim. Üç beş ayak merdübar ile indik. Odaları insan dolu. Pencereler tavan dibinde. Duvar rutubetli yerden yine rutubet devam ediyor. Hava yok gibi… Kokudan insan terinden burnunuz varacak yer bulmaz. Sadâdan gürültüden kulaklar vazifesini terk eder. Gördüğünüz pislikten işittiğiniz edepsizlikten vicdan ayağa kalkar. Ufakça bir oda, sekiz on adam hapis olunmuş gibi kadın, kız, yaş, kart halsiz ve sarhoş ağlayan ve gülen hep bir yerde birbirini görmez ve işitmez gibi yaşamaktadırlar!…. Bunların mekânları değil bir odası olmayıp bir odada ancak kiralanmış bir yatak yerleri vardır. Yatak dahi kendilerin değildir. Şöyle ki, oturdukları, yatıp tur dukları yer icar iledir. Bir kazan bir çanağa malik olmayıp yedikleri lokantadan içtikleri tavernadan meyhanedendir. Alem yanar ise hakikaten bir hasırı yanmayacak bunlardır.

Şu milyonluk binanın üç beş katı bir familyaya mekân olup yer aşağısı alt katı bir iki yüz inşâna mekân ve dârî istirâhattir! Yukarı katta oturan familya bir kaymakamlık kadar mülke, 5-10 milyonluk servete mâlik! Aşağı katta 100-200 ebnâ-yı cinsin başını koymağa bir yastığı, örtünmeye bir yorganı su içmeyi bir bardağı yoktur! Mezkûr familya 100 sene bir iş etmeyip yatıp, yaşarsa hemen malı doymaz gibi, aşağı katta yüz adam iki üç gün hizmet bulmaz ise ne i’tibârı var ne aşayacağı!

…………………

………….

Buyrun darü’l-fününların birine girelim: Neler, tahsil olunmuyor: akıllardan hâriç gibi… Ne kemâlât, ne fehm, ne efkârlar bu? Fira’unlann nizâmnâmelerinden ‘asır-be-‘asır Mösyö Gladıston’un ba’zı tekliflerine gelince ‘ilm-i hukuku hıfz etmiş olan avukatlar. Bin atın kuvveti yetişmeyecek işi bir yük yer kömürine işleten makineciler. Beş on dirhem ecza ile koca dağı alt üst edecek kimyagerler. Deryalar üstüne köprü tutuşturacak mühendisler işbu fünunhânelerde yetişirler! Bu hanelere hayran olmamak mümkünmü? Evet! Avrupanın dârü’l-fünunlan ve gayrı, terbiye mahalleri bâis-i hayret ve şâyân-ı dikkatdir. Velâkin bunca ferden ve efkâr-ı ‘âlemi muhit olup da inşân içün en gerekli ve fünun-ı mütenevvi’anın en şerefli olacak bir fenni daire-i mer’iyenin ve tahsilin hâricinde bırakılmasına daha ziyâde ta’accüb ederim! Bu fen ise bir kaç bir senelerden beri öteden beriden inkıraz bulup sürülüp gelmekde olan Avrupa ma’işet-i medeniyesine nâ-ma’lüm “ahlâk ve tam hakkaniyet”ten bahs eden fenn-i âlidir!

Avrupa’nın neresi olursa olsun zâhir parlaklığı ile pek çok kimseyi aldatabilir. Zan edersin ki edeb ü rahat safa ü nezâket ‘adalet ve bahtiyarlık ‘alemin her tarafından kalkmış da yalnız buraya toplanmış! Heyhat parlak parlak amma, parlayan eşyanın hepsi altun ve gümüş değildir. Bir mîzân alalımda Avrupa’da göreceğimizi çekelim: Hesaba ve çekiye gelirmi ‘acaba ? Raşild gibi on on beş adamın yüz milyonlarla servetinemi ta’acüb edelim. On on beş milyon ahalinin ölümlük iki arşun toprağı olmadığına mı şaşalım! Londralı bir ladinin, Pariz hanımının terbiye ve letafet ve nezâketine mi hayran olalım. Londra ve Pariz caddelerinde vücûd ve ‘ırzını müzayede etmekte olan (defter mucibi) yüz elli bin fahişe hanımlara mı dikkat edelim!

Bir inekleri bizim on inek kadar süt verdiğinimi tahsin kılalım! Yüzde doksan dokuzu bir ineğe sahip olamadıklarından mı ibret alalım… Milyonlar sarf edip cihat-ı muhtelifede nasrâniyete da’vet ve tergibine mi bakalım. Avrupa’nın içinde kiliseye ve İncile imân kalmadığına mı hayran olalım! Güya hürriyet-i inşân için yaptıkları muharebeleri mi seyr edelim. Bîçâre Alzas-Loron bakire kızları Pariz de elli franga kadar firûhat olduğunu mîzân-ı insafa çekelim?!… Velhâsıl bir bakdıkça Avrupa ma’îşeti ve medeniyeti gayet süslü ziynetli ve yakışıklı bir kadına benzetiliyor velâkin birazda dikkat olunur ise şu kadının dişleri uydurma. Saçları takma. O, dolu dolu göğüsleri kabartma pamuk… Ve birde o canfes elbiseler taşladılır ise yaralara koturlara tesadüf olunup çevrilmeden gayri mecal kalmaz.

* * *

(Gaspıralı, Avrupa ‘nın bu çirkin yüzüne karşı çıkanların sosyalistler olduğunu ve yeni bir nizam kurmak istediklerini; ancak, “sosyalizme dair ileri sürülen bu fikirlerin ahlak dışı birtakım hayallerden ibaret olduğunu” söyledikten sonra, Avrupa’nın bu çürümüş yapısı sebebiyle sosyalist ihtilallerle çalkalanacağını haber verir:)

Avrupa’da ve belki cihanda bu mes’ele en büyük bir mes’eledir. İnkılâbât-ı müdhişe sosyalizm yüzünden gelecektir. Otuz yıllık muharebeler, Fransa İnkılâbat-ı Kebîri değilki Hun ve Moğol hareketleri sosyalizm inkılâbât-ı müdhişesi karşısında oyuncak derecesinde kalacaktır! Avrupa’nın istikbâline karşı toplanmakta olan belâyı kebîr budur. Ve medeniyeti ise sosyalizm dağlarında gark olunacaktır. Avrupa’nın müstemlekâta ‘aşk ü muhabbeti bu derdin zorundan vahşilere ve nim medenilere hamiyetten olmadığı ma’lûm yok!

…………

……………….

…………………….

(Batı anlayışındaki faydacılığı da eleştiren Gaspıralı, teklifini şöyle anlatır:)

Cedid hüsn-i ma’îşet ne yüzden gelecek. Bu ma’îşeti te’sîs edecek â’lâ esas ve kaide ne olabilir ki, meydân-ı tarakkiye çıkmış memâlik-i İslâmiye ve akvâm-ı müslime istikballerini te’min edebilsinler? Avrupa’nın peşinden gidip ba’de sosyalizm belâlarına uğrayacak isek yazık sa’y ü gayretimize. Okuya okuya sivilize olup Frenkler gibi olacağız diyecek isek ve mukaddes bir matlûb-ı marîşet kesb edemiyecek isek yazık bizlere!… İnsanların birbiriyle mu’âmelede fâ’ide ve faydadan evvel gözetecek bir şey yokmu imiş? Vardır! Bu da “hakkaniyet” dir.

İnsanların yekdiğeri ile mu’âmelesinde hakkâniyetden evvel gözetilecek bir şey yoktur. Nev’-i beşerin ma’işetine esas olabilecek hakkaniyetten mânada bir şey olamaz! Hakkaniyet üzre te’sîs olunan ma’îşet- en pak marîşet olacaktır. Bu ma’îşetin dâ’iresinde olan insanlar rahat yaşayabileceklerdir. Çünkü insanların her hareketi hakkaniyete istinâdan olursa zulm ortadan kalktığı gibi mazlum dahi bulunmayacaktır. Nefs ve zulm meydandan çekildikleri ile hakka niyet yüzünden meydana gelmiş ahvâl-ü maişete kangı insan ‘aks ve düşman olabilecek?

Eski medeniyetlerin kusuru ancak oldur ki hakkaniyet ma’işetin haricinde kalmıştır. Tasavvur edelim ki bir cem’iyet-i medeniyeyi teşekkül edenler ‘umûmen işlerini ve hareketlerini tam hakkaniyete bağlamış olsunlar. Hakkaniyete sığmayan surette “faide”yi terk etsinler… İnsanlar birbirinden nâ-râzı. Birbirine hasûd, birbirine emniyetsiz. Birbirinin varlığına kasd edebilir mi? Birbiri hakkında sû’-i zan ve sû-i kasda meyi kalır mı? Evet kalmaz! Kimse hukukum ‘aleyhinde olmadığına kani’ isem ve kimsenin hakkında değil isem kim benden nâ-hoş olacak ben kimden nâ-hoş olabilirim? Hiç!

Fünûn, mehânika, teknîka sayesinde insanlar suhulet ile esbâb-ı ma’işeti toplayabilirler. Velakin hakkaniyet hâricinde bunlardan insanoğlu rahat rahat istifâde edemez. Çünki herkes hissesini arttırmağa gayret eder. Kuvveti ziyâde olan hissenin ziyâdesini zabt eder amma hakkı da ziyâdemi idi bakalım.!?

Bilmem efkârımı anlata bilirmiyim? Velakin bu defa ziyâde bahs etmeye vakit kalmıyor. Gelelim bahsimizin neticesine:

Medeniyet-i cedîde hakkaniyet üzre te’sîs olunan bir maişetin semeresi olacaktır. Bu medeniyet-i cedîdeyi meydâna getirmeye İslamlardan ziyâde sermayedar bir millet görmüyorum. Bu sermâyemiz ise (Kelâm-ı kadimdir) ki icmâl-i hükmi “hakkaniyettir” Toprak ve mülk-sermâye ve fâ’iz-ferd ve cem’iyet-kesb ü kâr-sa’y ü gayret- hayr ü hayrat hakkında ‘öşür ve zekât kâ’ide-i külliyeleri insânları bahtiyar edecek hakikatlerdir! Sermâye-mülk-kesb ve kâr hakkındaki kavâid-i Kur’âniye Avrupaca esası hukuk ü ahlâk tutulabilmiş olsa idi, sosyalist efkâr-ı müdhişelerine hemân yer kalmaz idi. Çünkü azmi çokmı herkes Servete esir, fâ’ize ‘ömrü bir hidmetçi olmuş idi ve bunca nâ-hoşluğa meydan açılmaz idi!

Hukû-ı İslamiyenin derece-i â’lâlığını diğer bir tasavvur ile daha ziyâde izhâr edelim: Meselâ on dokuzuncu ‘asrın Avrupası maîşet-i beşer hakkında olan kavâ’id-i Kuraniye’yi kabul etmiş olsun. İbtidâ her sene hâsıl olan bunca varidatın zükût ya’ni kırkda biri ihtiyâclılara tahsîs olunacaktır. İstâtistikaya müraca’at edelim kaç milyona baliğ olacaktır, ikinci milyarlar ile nakd sermâyeler ki milyonlar ile insanları esîr etmiştir. Fâ’izsiz işlemeleri lâzım gelecektir. Ya’ni kuvve-i i’tibâri ile insanlara galebe edemeyip diğer surete tahvil edip bir sahibini değil pek çok efradı hissemend edecektir. Üçüncü, koca İngiltere dört beş bin, koca Fransa beş on bin adarrun mülkü olamaz idi. Ve olmuş bulunduğu halde dahi memâlik-i mezbürenin toprağından umûmun istifâdesi umûm için yengilce olur idi.

Artık Avrupa’yı bırakalım. Her ne kadar Avrupalılar kendi da’vâlarına kendileri mümeyiz olup medeniyetlerinin en a’lâ ve âhir medeniyet olduğunu hükm ederek cihanın her köşesine nakl etmeye cebre kadar varıyorlar ise de bu merhametin başlıca sebebi marş ile gelmekte olan haksızlık ve açlık inkılâbât-ı müdhişesidir. Bundan böyle te’mîn-i istikbâle muvâzene yolu ile çalışalım. Avrupa bir ihtiyardır. Tecrübesinden hisse alalım da hatâlarını tekrar etmeyelim: Mekteplerini darülfünunlarını bizler de te’sîs edelim velakin fünûn ile akıllarımızı ziyâlandırdığımız kadar hakkaniyet ile yürekleri doldurmağa çalışalım. Avrupa’da ne görsek çocuk gibi alıp çapmayalım. Baliğ gibi nedir neye varacak. Vicdan ve hakkaniyet hâricinde değilmi muvâzenesini etmeye dikkat edelim. Avrupa medeniyeti bilâ-muvâzene kabul olunacak bir şey olmuş olsa idi-bu medeniyete Avrupa’nın nısfı düşman olmaz idi.

Bir daha tekrar ediyorum. Fünûn keşfi yat ve ihtirârât-ı cedîdenin hizmet-i müfîdesini inkâr etmiyorum. Ancak ‘âlem-i İslâmiyetin ıslâhat ve terakkiyi hâcetli olduğu sırada bilâ-muvâzene Avrupa’yı taklîd etmesini akıl hesap etmiyorum. Rusya panslavistleri Rus ‘âlemi için Avrupa medeniyeti matlûb olamayacağını da’vâ ederlerde ‘âlem-i İslâmiyet müstakil bir tarîk-i terakki ve başlıca bir medeniyet araması lâzım gelmez mi?

(Ceride-i Tercüman muharriri Bağçesarâylı Ismâ’il Gaspırınski)

Matba-iEbuziya

İsmail Bey Gaspıralı’nın 150. Doğum Yıldönümü Faaliyetleri Hareket Planı


GİRİŞ (DİLDE BİRLİK)

Türk Dünyası�nın yetiştirdiği bu büyük fikir adamı, gazeteci ve eğitimcisi, yaptığı hizmetlere karşılık Türk Dünyası’nda yeterince tanınmamakta ve bilinmemektedir. Genelde hakkında bilinenler �Dilde Fikirde İşte Birlik � şiarı, adı vb yüzeysel bilgilerdir. Hakkında yurtdışında yüzlerce makale ve araştırma olmasına karşılık Türkiye�de hakkında yazılmış aşağıda kaynaklar kısmında belirtilmiş sınırlı sayıda telif eser ve yaptığı işlerin önemi ile kıyaslanmayacak kadar az sayıda makaleler mevcuttur.

Çağımızın en önemli iletişim aracı olan Televizyon ve sinema için hazırlanan film ve belgesel iki tanedir. Birincisi TRT�nin 1993/94 yılında hazırladığı 6 bölümlük Kırım Belgeseli içindeki bir bölüm, ikincisi de Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı tarafından büyük fedakarlıklarla hazırlattırılmış olan 35 mm İsmail Bey Belgeselidir.

AMAÇ (FİKİRDE BİRLİK)

Onu doğumunun 150. yılında sadece Mart ayında dar bir çevre tarafından anılması değil, yıl boyunca yapılacak faaliyetlerle, bir Yunus Emre, bir Mevlana, gibi herkesçe bilinen ve tanınan, toplumun her kesimine mal olacak şekilde bir şahsiyet olarak tanıtmak esas amaçtır .

YAPILMASI ÖNERİLEN FAALİYETLER (İŞTE BİRLİK)

  • Öncelikle ilgili kişiler ve kuruluşlara , TİKA, mektup, faks, elektronik mektup, telefon ile başvurularak veya ziyaretlerle İsmail Gaspılalı�nın 150 doğum yıldönümü ve onun önemi hatırlatılarak yıllık faaliyet planları içerisinde ilgili kişiler ve kuruluşların yer almasını, faaliyetlere iştirak ve desteklerinin sağlanması. Radyo ve televizyonlarda özel programlar yapılması,var olan programlarda konunun işlenmesi, gazete ve dergilerde İsmail Gaspıralı ile ilgili yazı ve makalelerin yazılması…  Süre : Yıl boyunca , Yürütücüler : İsmail Gaspıralı�yı seven gönüllü kişi ve kuruluşlar… Hedef :

1. Milli Eğitim , Kültür, Dışişleri, İlgili Devlet Bakanlığı, TİKA, Tanıtma Fonu, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Üniversiteler (Tarih, Türkoloji Bölümleri, Türkiyat Enstitüleri) ve diğer ilgili resmi kuruluşlar

2. Vakıflar, Dernekler, Gazeteciler (Köşe yazarları Kültür ve Sanat Sayfaları), Dergiler

  • Konferanslar, sempozyum, anma toplantıları düzenlemek, düzenlenenlere iştirak etmek, gerektiğinde, yazılı ve görsel malzeme ile desteklemek. Resim sergisi düzenlemek. Serginin diğer şehirlerde de açılmasını temin etmek, desteklemek. Süre : Yıl boyunca. Hedef: Toplumun her kesimi
  • İsmail Gaspıralı�nın hayatı ve Fikirleri konulu yarışmalar düzenlemek, düzenlenmesi için yukarıda anılan ilgili kişi ve kuruluşlara müracaatlar yapmak. Süre: Yıl Boyunca Hedef: Lise ve Üniversite örencileri, Türkiyede okuyan Türk Dünyasından gelen öğrenciler. Bu üç ayrı öğrenci grubu için ayrı ayrı yarışma düzenlenebilir. Katkıyı ve ilgiyi temin etmek için vakıf ve dernekler bunları ortak olarak düzenleyebilir ve ödüle katkıda bulunabilirler.
  • Neşriyatlar yapmak, yapılan neşriyatları tanıtmak, Türkiye içinde ve başka ülkelerde yayınlanmış kitap, makale vb ilmi eserleri tanıtmak.
  • Diğer faaliyetler

Türkçe Basılmış Bazı Kaynak Eserler:

Gaspıralı İsmail Bey – Cafer Seydahmet Kırımer. – Avrasya Bir Vakfı Yayınları 0212 580 08 69 Belgegeçer :0 212 580 0869

Kırım Tatarları Arasında Milli Kimlik ve Milli Hareketler – Hakan Kırımlı, Türk Tarih Kurumu yayınları , Ankara,1997.

İsmail Bey Gaspıralı – Nadir Devlet, Kültür Bakanlığı Yayınları

Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi – Nadir Devlet

İsmail Bey Gaspıralı Albümü – Hasan Sabri Ayvaz tarafından hazırlanan arap harfleriyle basılan albumü Ali İhsan Kolcu hazırlayıp neşretti. Hamle Yayınları, İstanbul, 1999

Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) – Mehmet Saray, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını

Gaspıralı İsmail Bey’den Atatürke Türk… – Mehmet Saray, Nesil Matbaacılık , İstanbul ,1993

Gaspıralı İsmail – Dr.Yusuf Ekinci , Ocak Yayınları, ankara 1997. (0312) 230 13 69 – 232 15 11

İsmail Gaspıralı. Ölümünün 50. Yılı Münasebetiyle Bir Etüd – Ahmet Caferoğlu

Şefika Gaspıralı ve Rusyada Türk Kadın Hareketi – Şengül-Necip Hablemitoğlu

Türk Kültürü Dergisi Gaspıralı Özel Sayısı – sayı 337-338 Mayıs 1991

Tarih Dergisi (Muhtelif sayılar) “Tercüman’dan Haberler” Hazırlayan: Sabri Arıkan. – Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Tel: (0212) 511 10 06 – 511 18 33

EMEL Dergisi  – www.emelvakfi.org

BELGESEL FİLMLER

Kırım Belgeseli

Yönetmen:  Zafer Karatay 30�x 6 bölüm

Yapımcı Kuruluş: TRT   – www.trt.net.tr

İsmail Bey Gaspıralı Belgesel Filmi

Yönetmen Zaur Muharrem

Yapımcı Kuruluş Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı   –  www.turan.org/yayin.htm

İSMAİL GASPIRALI HAKKINDA TÜRKÇE VE DİĞER DİLLERDEKİ ESERLER VE MAKALELERLE İLGİLİ BİBLİYOGRAFYA HAZIRLANMASI İÇİN KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ.